SULARBAŞI ( A.Sazcığaz ) (1 )
Bir yerde yüz yüze veya sanalda.
Bir köylümü gördüğümde,uzakda olsada
Sanki bir gardaş görmüş gibi seviniyorum.
İşte bu sırrı senelerdir çözemiyorum.
Çocukluk anılarım orada kaldı.
O yıllarda tüm aile bireyleri ordaydı,etrafımdaydı.
Köyümde unutulmaz büyükler ve atalar vardı.
Güzel bir komşuluk,hatır,gönül had safadaydı.
Unutulmaz sevgi saygı,
Birbirine bağlılık,yardım severlik.
Büyük bir dayanışma vardı.
Bunlarla birlikte fakirlikte vardı.
Ama onu kimse umursamazdı
Herkes kendi yağıyla kavrulur.
Kimse kimseye muhtaç kalmazdı.
Düşen birilerine,bir tekmede kendileri vurmazdı.
Düşen olursa bir diğeri koşup
onun elinden tutar ve kaldırırdı.
Tutar gibi yapıp,arkadan çelmede takmazdı.
Acaba diyorumki,benim bu köy aşkı.
Bunların toplamına,bütünleşmesinemi bağlı?
Köyümün ismi önce A.Sazcığazdı,
Şimdide sularbaşı.
Hiç birbirinden yok bir farkı.
Seneler geçtikçe,bu sevgi dahada arttı.
Hep köye kânı yokuşundan girdiğimde.
Sanki ordan geçerken görür gibiyim o eski güzel insanları.
SULARBAŞI ( 2 )
Sanki Abu Çavuş inyordu yokuşa aşağı.
İsmail emmi kapıda odun kırar balta elinde.
Selam verdim başını eğdi hafif bir tebessümle
Dereye yaklaştım,Önümden geçti Hacıömer emmi.
Bir inek var önüde dananın ipide elinde sıkıntılıyydı sanki.
Aşağıdan Çam Mevlüt emmi gözüktü
yavaş yavaş keloktan yukarı doğru yürüdü.
İlerledim sokağın başına kadar,Yetim İbrahim emmi bahçede.
Kaysı ağaçların dibinde..Kötü dalları kesiyodu herhalde
Sol tarafta Kerim emmi oturuyor karşı sekide.
Musa emminin sesi geldi yukarı harman yerinde.
Otmu doğrar ne?
Ahmet emmiyle konuşurlar oda karşı ikinci katın sivikte.
Ben yine yürüyorum öyle aheste aheste.
Baktım Hacı osman emmi çıktı havşadan.
Elinde kendir.Önünde bir eşekle.
Ahbun yüklemiş götürüyo sanırım ziyarete.
Sağ tarafta Niyazı guçça oturmuş bir mindere
Dut ağacı gölgesinde bişeylerle uğraşıyo kendi kendine.
İlerden belirdi Raşit emmi .
Bir telaşla sokakta çocuklara seslendi.
Çeketim ahırda asılı kalmış alıp getir hele.
Kamışlık tarafına yolculuk herhalde
Duz daşına doğru ilerledim,
Veysel emmi her zamanki yerinde.
Şal çeket omzunda tütün tabakası elinde.
Ayağının biri duz daşında birisi yerde.
Hem siğara kağdını ıslatır diliyle,
Hemde laf verir Süleyman emmiye.
Oda kendi evi önünde.
Yaslanmış duvara keyfi yerinde.
Mintaha ana harık başında,
Fadime garı yine kapıda..o gri renkli yelek omzunda.
Oturuyo yapa yalnız kendi kendine.
Bizim o tarafa baktım kimse yok babam Gürün'de.
Hafta içiya.Abimlerse tarlada.
Hiç boş zamanları olmazdıya.
Sadece Anam geliyordu su almak için bakraç kolunda
Lallama Hurrem emmimlerin duvarda yaslı oturur.
Yeğeni mahmut dikilir yanında ona laf yetirir.
Hurrem amacamların havlu kapısı açık .
Bir duman var oralarda sanırım tandır yakmışlar.
Miyesse anam dolanıyo oaralarda ekmek pişirme hazırlığı var.
Şakir emmi harık başı tahta köprü üstüne yaslanmış durur
O şal çeket şal pantolon ayağında.
Çiçekli birde minder var altında.
Alirıza emmi sekide oturuyor.
Naci bibim harıkta bulaşık yıykıyor.
Bir radyo sesi gelir içerden sokağa doğru.
Nuri Sesigüzel söylüyordu,
Fabrikanın çalar zili.
Çıkar farikanın gülü.
Sarışındır ince belli..
Yavaş yavaş geçtim oradan ğüzel bir türkü güzel bir sesti.
Karşıdanda kaba kaba bir sesler vardı.
Kel Aziz emmi Kazım çavuşla konuşuyordu.
İkinci kattan avulların o tarafa doğru.
Ne konuşurlar anlamadım doğrusu.
Köprüyü geçtim değirmenin başladı şakşak sesleri.
Borudan akan şelale su sesi .Sanki bir name gibi
Kulaklara ne hoş geliyordu kuş sesleriyle karışmıştı
Dutun dibinde eşşekler bağlı.
Hemen kapı önünde değirmen müşterileri.
Çovallara yaslanmış kimi uyur kimiside cıgara telliyordu
Sular akıyor her köşeden GÖZ'e doğru o ne güzellik yarabbi.
Yollara doğru taşmış taşlara basarak yürümen gerekli.
Baraja kadar aynı güzellik aynı kuş sesleri
Baraj dolmuş sular masmavi.
Baraj üstünden akan şelelesi.
Toplanmış köyden çoluk çocuk hepisi.
Birbirlerine bağrıyolar o sesler kazanlara doğru çarpıp,
Geri dönüyordu yankısı
Beyaz donlarla çimiyorlardı.
Oturmuşlar etraflara şenlenmişti DEDE kayası.
Çatlak mahallesinden bir ses yankılandı.
Sanırım Halil emminin sesi .(Kel Halil)
Abdullah emmiye bağrıyodu.
Gamişlik tarafına gitmeyinmi
Gel beraber gidek diye seslendi.
Bekle la geliyrim diye cevap geldi..
Hepsinin ruhu şadolsun
Cennet olsun mekanı.
Ne güzel insanlardı.
Bunların hiç birisi hayel değilki..
Bu çocuk o günleri orda yaşadı...
Süleyman Özpınar.14.11.2017.Şiirin Hası.
SULARBAŞI- 3
Ne zaman birisi deseki Sularbaşı
Gerçekten benim yüreğimde başlıyo bir sızı..
Hiç farketmiyo daha öncede A.Sazcığazdı.
İsmi ne olursa olsun köyümün aşkı hep aynı.
Dağı, taşı,o topraktan ve taştan yapısı.
Duvarlardaki toprak sıvası.
İçinde yaşayan güzel insanları
Buram buram hasret kokar insana.
İşte o hasreti gidermek yine düşer şiirin hası’na.
Ve çıkar köyündeki 3.tura..
Hemde köyün ta çatlaktaki son ucuna.
Kim vardı orda biliyonuz rahmetli topal abdulla.
Yaklaştım kapıya doğru bir siyah bocu.
Başladı çemkirmeye.
Çekindim daha fazla ilerlemeye.
Ordan el ettiler bişey yapmaz gel diye.
Ama geri döndüm selam verdim Bahri mmiye.
Sofu emmide,Yusuf kivreyle
kaysının dibinde konuşuyorlardı
O arada zenüre teyze bahçede gözüktü.
Bana seslendi gel şöyle biraz otur dedi
Teşekkür ettim ilerledim.
Sağ tarafta Mustafa kirve tahta kapıyı açarak sokağa çıktı.
Onada tebessümle bir selam verdim ve ierledim.
Halil emmi kapıda odun kırıyordu
Silo emmide bir kütüğe oturmuş onu serediyordu.
Aşağı çalıların arasından Kızıl İbrahim emmi belirdi.
Elinde bir tüfek belinde fişekleri.
Zilkifliyi bekliyom köysuyunun o tarafa gidecez.
Çok miktarda sivircık varmış biraz avlarız belki..
Onlarla vedalaşıp aşağı doğru inerken
Sepet sırtında baktım kadir emmi
Sanırım yukarı üzümlüğe gidiyordu.
Muttaz memmet emmide kapı önünde
Çalılara yaslanmış bişeyler atıştırıyo
yaklaştım yanına bir avuç gavurga çıkarıp verdi cebinden
Teşekkür edip ilerledim giderken
Kelali gardaşlar Veysel ve Abdullah emmler
Oturmuşlar duz daşına atıyolar sohbeti.
Bana arkaları dönüktü..Selam verdim dönüp baktılar
Hayriye bibimde kabıda belirdi.
Gel biraz otur dediler teşekkür edip
Bibimin yanına gidip öptüm elini.
Dur hele getme dedi.
Hemen içerden getip bir dalak bal tutuşturu verdi
Daha harman deresine kadar gidecem
bana müsaade deyip ayrıldım dereye aşağı inip
Köprüden yukarı harığın üstündeki yola geçtim.
Zemçi mevlüt çırpı getirmiş yıkıyordu harmana.
Hacıömer abi arabasını yıkıyordu yol kenerında
Gulahsız mevlüt emmiyi gördüm bir ara.
Seslendim nediyon diye içeri girdi duymadı galiba.
Hızlı hızlı o bayır yoldan yürüyüp geçtim ta bizim harmana.
Oturdum tam sokağın başına baktım üstten aşağıya.
İn cin top oynuyordu,
Kimseler yoktu.
İlerleyip geçtim Muhittin Hoca çalılarla uğraşıyordu.
Hemde Muhacır Mehmet emmiyle konuşuyorlardı
Eşref emmide Memmet Mustafa emmilerin sekide oturuyolardı
Abu Bekir emmi elinde bir daban keseri
Bir çüt sabanı yapmaya çalışıyordu.
Yahya emmi ve Mevlüt emmilerin damın üstünden geçtim.
Memet emilerin kapı önünden geçerken kapıda kimse yoktu.
Şeben dayı duvarın başında oturuyordu.
Selam verip geçtim Feyzullah emmilerin yokuşa doğru.
Abdurahman emmi çırpı doğruyordu
Feyzullah emmi gülfüre deyze harman yerinden geliyordu.
Ben ilerledim yukarı mektebin tarladan aşığı doğru
Nuri emmi önünde bir eşekle yokuştan indi.
Az ilerde Necip emmi omzunda çeketi
Kapı önünde oturuyordu.selam verip geçerken
Yetimin İbrahim emmiyi pınarın başında gördüm.
Yemliha emmi,Muhammet emmi gardaşlar hep beraber oturuyordu.
Ben tepeden geçip sağ tarf sokağa doğru gittim.
Sağ tarafta kadir emmi sekide oturuyordu
Hacı ömer amcaya baktım gözükürde yogudu.
Çalılar arsı yoldan inip yürüdüm keloklara doğru.
Çam omar emmiye rastladım.
Eşeğine binmiş gidiyordu..
Hepsine Allah rahmet eylesin
Şadolsun ruhu..
Şair:Süleyman Özpınar.
Şiirin Hası.26.12.2020
Bu şiirin her türlü telif hakkı kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin almadan kopyalanması 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına göre suçtur.