KABUK BAĞLAYAN YARAMI KAŞIMA NOLUR ÇOK ACIYO.(7)
Güründe lisemiz yoktu biz orta okulu bitirdik.
1969 öğretim yılı başında Gürün lisesi açıldı.
Bizlerde ilk öğrencileri olarak kayıtımızı yaptırdık.
Bu arada okula zehir tohumu saçan bazı hocalarda gelmişti.
Sağ sol çekişmeleri başlatıp,o gardaş gibi geçinen masum saf ve tertemiz gençleri bir birine düşman etti.
Biliçli bilinçsiz aşırı tartışmar tabiki sonuç kaba kuvvet.
İşte o sıralarda birlik ve beraberlik bağları çatırdamaya başladı Aynende devametti.
Okulu bitiren her birisi bir memlekete dağılıp gittik.
Kimisi askere kimisi gurbete.
Kimisi yüksek tahsile.
Bizde evlilikten sonra gurbeti seçtik.
Gittik ama tam gittik.
Ardıma dönüp bir baktımki aradan tam 25 sene geçmiş.
Seneler bir birini kovalarken.
Ben gurbette ezim ezim ezilirken.
Benim ana yurdum benim içimde hiç ölmedi..
Hatta uykulara dahi dalmadı.
Oraların özlemi ve unutulmaz tadı.
Dimağımdan asla gitmedi.
Ama hep çektim içimde o hasreti.
Sonunda tak etti.
Karar verdim gitmeye o güzel yurduma.
Oranın güzel insanlarına.
Ağaç dallarında öten tüm kuşlarına.
Minicik serçelerine.
Yüksekten uçan kartallara.
Ceviz dallarında ciyaklayan kargalara..
İnan hepsine hepsine göresim gelmişti.
Sonra atalarımın mezarlarıda ordaydı.
Çok özlemiştim anamı babamı.
Dedim acep bula bilirmiyim mezarlarını?
Silinmişmidir mezar taşındaki isimleri?
Çünkü aradan tam kocaman 25 yıl geçti.
İstanbul oto gardan otobüs hareket etti.
İçimde bir sevinç birde ürperti.
Hiç uyumadın, o gece bitti.
Kayseriyi geçtik şafak vakti.
Pınar başı uzun yayla,
Ben bir oturuyom bir ayakta.
Tek tek bakıyom levhalara.
Gürüne ne kadar kaldı acaba?
Ziyareti geçip yaklaştık mazı kırana.
Yerimden kalkıp geldim en önde hostes koltuğuna.
Sanki ben uçuyordum ama utandım sevinç çığlıkları atmaya. .
Başladım garip garip sağa sola bakmaya,
Yol kenarında görebildiğin insanlara..
Acaba göre bilirmiyim bir tanıdık sima.
Nihayet gelip indim Gürün otogarda.
Mezarlıklar otogara yakın bir mesafede olduğu için.
Dedim önce gidip mezarlıkta anne babamı ziyaret edeyim.
Eve gitmek işi daha sonra.
Doğru gittim anne babamın mezarları başına.
Silinmemiş isimleri kolayca buldum onları.
Sarıldım mezar taşlarına.
Dertleşip,koklaşıp konuştuktan sonra.
Dönüp baktım şöyle etrafımdaki mezar taşlarına.
İsimleri okudum sıra sıra.
Hepsi,hepsi tanıdık.
Ya komşumuz,ya dükandan müşteri ,yada akraba.
Okuyup üfledim hepsinin ruhuna.
Dönüp geldim şehir merkezine,
Öğle namazı yaklaştı.
Ulu caminin önünde oturdum bir sandalyeye.
Gelen oturdu etrafıma,
Masalar doldu ezan okunana kadar.
Her gelip sandalye ve banklara oturanları
Süzüyorum alıcı gözle.
Ayrıca caminin içine girenleride kaçırmayıp bakıyorum.
Ne yazıkki tanıdığım sima sadece birkaçtane.
Ama mezarlıktaydım daha bir saat önce.
Ordaki mezar taşlarını okuduklarımın hepsini tanıdım.
Ama burda oturdum saatlarca.
Bir candan tanıdık ne yazıkki bulamadım.
Ben eskiden Gürün halkının hepsini,
Ana baba yedi ceddini tanırdım.
Ya şimdi?
Ama bu suç benimmi?
Yoksa kaderimmi?
Anca gurbet êlde buldum ekmeğimi.
Bir dönüp baktım ardıma 25 yıl olmuş geleli.
Bir gidip göreyim diye geldimki.
Ne beni tanıyan kalmış nede benim tanıdıklarım.
Kimisi ölmüş ,kimiside benim gibi çekip gitmiş.
Ben gelirken orta okullu olan çocuklar,
Torun torba sahibi olmuş.
Sima değişmiş,
Yapı değişmiş..
DEVAMI YARIN
ttp://www.siirinhasi.com/siirler/kabuk-baglayan-yara-7-2216.html
Şair:Süleyman Özpınar 25.06.2018.Pazartesi.
Bu şiirin her türlü telif hakkı kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin almadan kopyalanması 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına göre suçtur.