HAYATIMDAN KESİTLER
Askerlik bitimine 8 ay kala izine geldiğimde seni nışanlayalım askerden geldiğindede evlenirsin dediler bende tamam dedim. Kız aramaya başladık.Ayşe yengemin annesi dediki ben bir kız biliyom ama çok küçük verirlermi bilmem dedi..Ayşe yengem dediki gidip bi görelim dedi.Bir bahane uydurup gidip gördük.Bende onayladım ama benim izin zamanım doldu.Sadece iki günüm kaldı.
O akşam yengemin babası Mevlüt abim istemeye dünürcü gittiler.Küçüktür olmaz falan deselerde
Sözü alıp geldiler.Nışan yapılacak benim gitme zamanım geldi.Dedilerki sen git biz nışanı yapar yüksüğünü göndeririz dediler .Aynende öyle yaptılar.Artık memlekette bir nışanlısı olan bir askerdik.
Askerde haber merkezi amiriyim işim rahat komotanlarla aram iyi.İstediğim zaman izin alıp memlekete geliyorum.Yolda yakın sayılır.Hatay Dörtyol Alay karargahındayım.Bölük komutanıda benim gibi genç nışanlı Bursalı bir teğmen.(Şakir Acar)Yardımcısıda S4 yazıcısının amcası as teğmen.Maraşlı.Bölük komutanı 10 gün izine çıkacağı akşam yardımcısı beni yazıhane çağırır bir tavla maçı yaparız. sonunda ulan Süleyman çavuş yine dört ayak üstüne düştün oğlum yarın şakir teğmen izine çıkıyo sende hazırlan derdi.Teğmen 10 gün gidecekse bana 8 gün izin kağıdı hazırlanır Şakir teğmen önkapıdan ben ardından doğru oto gar.8 gün sonu damlardım bölüğe.Bizim karargah dört yolda ,Alay İskenderunda olduğu için her gün Alaydan evrakları almak için gider geri dönüşte postane evraklarınıda alıp bölüğe getirirdim.Tüm bölüklerin yazıcıları gelip kendilerine ait evrakları alıp giderlerdi.Bu evraklar dışında bölük komutan yardımcısının özel siparişleri olurdu.En az bir kaç kilo balık.Büyük bir şüşe şarap.Biz karargah bölüğü oldumuz için mutfakta bize bağlıydı.Hemen o balıklar mutfağa gider pişer hazırlanıp gelir.Şarap açılır. Şakir teğmen izinden dönene kadar biz onları hallederiz.Yani bu askerliğin kalan 8 ayı bu şekilde bitiverdi nihayet.02.12.1972 kar kış Aralık Ocak arası askerlik bitti.Yepyeni bir hayat başlayacak.Bunun içinde önce bir aile düzeni kurman gerekli.
Aile büyüklerine bunu ilettim.Artık gidin söyleyin düğün gününü falan belirleyin dedim.Kız küçük verirlermi bilmem dedilersede ben gönderdim.Aynen dedikleri gibi olmaz dediler.Ben yine askerlik öncesi gibi bekar hayatına devam ediyom.Askerden önce okuldayken bana birbuçuk göz ev ve bir eve ne gerekliyse yatak kilim kab kacak vermişlerdi. Babadan kalma eşyalardan orda kalıyordum.Baktım bu hayat düzeni hoş değil.Bir akşam doğru kayın pederlerin evine gittim.Tbi elimde boş gitmedim.Hoş beş valla ben geldim ama gedici değilim temelli geldim dedim.Gülüştüler nasıl yani dediler?Durumu anlattım.Ben askerden geldim bekar olarak bir göz odada bu sğuk kış gününde çalışıp işten geliyom ne bir sıcak çorba nede bir sıcak soba var.Onun için kabul ederseniz bende burda sizinle kalacağım.Yok kabul etmezseniz nışanlımı verin mutlu yuvamızı kurup beraber yaşayalım falan birazda acıtasyon.İşte bir kızınız bir ben Kaynana yok kayınpeder yok.İkimiz baş başa yeyip içeriz Kayınvalidenin onayını aldım.O günde orda kaldım.Hemen yarın Mevlüt abim ve Ayşe yengemi gönderdim.Düğün gününü 23.03.1973 Cuma günü olarak belirleyip geldiler.
O kışta kıyamette hemen hazırlıklar başladı.Tabi her şeyi maevlüt abim ve Ayşe yengem üstlendi.
Herşeyiyle dört dörtlük bir düğün yaptılar.Allah her ikisinede Allah rahmet eylesin.Mekanları cennet ruhları şadolsun.25.03.1973 pazar günü düğün bitti.Evide genişlettik 3 odalı eve geçtik.Tabi hayat şartlarıda değişdi.
Önce tek dabanca yaşarken dünya umrumda değildi..Şimdi olduk iki kişi.Önce bir güzel iş sonra aş ve ekmek.İşte bu çareyi bulmak gerek.Sadece bir sanatım var oda terzilik. O dalda bir iş bulmam gerek.
Şakir abimle görüştüm.Onun manifatura üzerine mağzası vardı . Arka kısmını bölmüş terzi hane yapıp 2 makina koymuş boş zamanlarda bişeyler dikip imalat yapıyordu.Gel benim arkadaki terzihanede çalış dedi.Tamam deyip başladık çalışmaya.Abim boş zamanlarında kesim yapıp veriyo bende dikiyom.Sürekli dik dik satmazsan yığılıp kalıyo tabi..Aynen öyle oldu.Bu arada Şakir abim bizim köylü Veysel abiden bir Landrower jeep aldı.İçini dükkan tezgahı gibi yapıp köylerde satış yapma kararı aldık.Tabi Şakir abim dükkanda olması gerek benim köylere gitmem gerek. Yalnız benim şöförlüğüm yok. Onun için .Çakşurdan Mahmut Kaplan abiyi şöför olarak aldık. Tabi satış esnasındada yardımcı oluyo.Her gün birkaç köy dolaşıyoruz.Artık yazda geldi her taraf yem yeşil temiz hava.Köylü gardaşlar misafirperver hemen bizi yolda karşılar çay kahve ikram ederler.Kimileri Çayın yanında çökelik ekmek getirirler.Bir müddet Mahmut abi ile çalıştıktan sonra.Mahmut abi başka bir iş yapmak için ayrıldı.Şu an hayatta değil.Allah rahmet eylesin ruhu şadolsun.Güzel insandı.Bu defa yanıma şöför olarak Necati kartalı aldık.Necati benim orta okuldan sınıf arkadaşım.İlk şöförlüğüde ondan öğrendim.Köylere giderken taşsız ve düz tarla buldumu direksiyonu ben alırdım.Dön Allah dön.Bir ileri bir geri..Bir gün Kaş köyüne gittik.Kaş köyden ilerde iki tane yaylacık köyleri var oralara o taşlı çal yollarından gittik.Çok güzelde satış yaptık geri dönüp aynı yoldan devamettik. Tam kaş köyün Kayseriden gelen yola bakış tepeye geldik .Arabaya bi hal oldu dedim la noluyo Necati dedim .Valla bilmiyom ama bişeyler oldu dedi ve Tam rampaya gelmeden arabayı durdurmayı başardı.İndik aşağı bir baktık arabanın ön tekerleri biri sağa biri sola bacaklar yeni doğmuş sıpanın bacakları gibi yamılmış.Dedik nolacak şimdi?Necati ben aşağı asvalta inip bir araçla gürüne gideyim ordan bir tamirci alıp geleyim deyip gitti.Bende tekrar arabanın önüne arka tekerlere tekrar taş koyup incelemeye geçtim.Baktım rot demirleri bağlantısındaki vida kopmuş ön tekerlerle direksiyon irtibatı kesilmiş.Yattım altına iki ucu çeke çekiştire tepik darbesi falan uçları birbirine birleştirip .Malzeme çantasından uyduruk bir vida bir somun taktım .Telnende ucunu sağlama aldım . Bindim arbaya gıdım gıdım salı verdim rampaya aşağı .Asvaltın kenarına gelip durdum .O zamana kadar .Necatide geldi.Şöyle bana bir baktı. Bu arabayı buraya kim getirdi lan dedi?Dedim ben getirdim.Hadi git lan dedi.Bu arabanın tekerleri nasıl topladın oğlum dedi.Dedim tekmelerim sağolsun dedim Gülüştüler..
Memet usta yatıp bir baktı.Valla güzel bağlamış bu araba dükkana kadar gider götürüp orda daha rahat yaparız dedi.Binip gittik atölyede gereken tamirat yapıldı.Alıp gittik.Necati ile bir zaman devam ettikten sonra .Onun bazı okul işleri vardı ayrıldı yine kaldık şöförsüz.
Bu defada halamın oğlu Tahsin Akpınarı aldık şöför olarak..Ama jeep o kadar kuvvetliki tam arazi arabası.Dağlardan taşlardan gidiyoruz.30 _40 cm taşların özerinden düz yol gibi gidiyo.Arabanın önünde son model bir teyip yeni günün meşur kasetleri,Tepede kocaman bir hoperlör.Bir açıyon Gümbür gümbür.Köye daha girmeden önce o güzel kasetten güzel sesler.Girdikten sonra bir reklam anonsu sunuyoruz ardından başka bir kaset.ve o şarkı türküyle köy meydanında ya bir çeşme başı yada bir gölge söğüt altı bulup arabayı park ediyoruz.Zaten her daim gittiğimiz köyler olduğu için park yerimiz genelde belli..Çokta güzel satışlar yapıyoruz .Çünkü o yıllarda bizim gibi mağzayı köylünün ayağına götüren kimse yok tek biz varız.
Yine bir gün bu şekilde anons yaptık mahsuninin kasetinde açıp bir çeşme başına park ettik. Hatırladığım kadar bu köy başören oldunu hatırlıyorum.Tam araçtan indik ordan birisi geldi. Böyle dayı vari yaklaştı. O teybi kapatırmısın dedi.Tabi bişey diyemezsin.Hemen kapadık. Aradan birkaç dakika sonra yukarıdan biri daha geldi.O deminki kaseti tekrar açarmısın dedi.Biz Tahsinle göz göze geldik..
Tabi beğefendi dedik ama öbür kaseti kapattıran söğüde yaslandı oturuyo..Birde çöp almış dişlerini gurcalıyo.
Biz burda bir cingar çıkacanı tahmin ettik.göz göze geldik ve işaretleştik İşaretleşmemiz aracın içine binip kaset koyar gibi yapıp aracı çalıştırıp topuklayıp ordan kaçmaktı.Aynende öyle yaptık.Biz ordan bolca salamur koyun peyniri ,tere yağı aldık...O zamanlar para nerde?Hep aynı şeyler yağ,peynir,çorap eskisi,yün,oğlak,yumurta,buğday ne bulursak alıyoruz.O bizim daha çok işimize geliyo.Çünkü biz zaten beş liraya aldımız ürünü on liraya satıyoruz.Birde aldımız ürünleri üçe alsak çarşıya getirip beşe satıyoruz.Ordanda ayrı bir kar sağlıyoruz.
Bu düzende fazla uzun sürmedi.Bir gün yine köyden akaşam üzeri dönüp geldimizde bizim dükkanın önünde bir kırmızı kamyon parketmiş duruyordu.Yanında birkaç yabancı adam.İndik Tahsinle beraber arabadan merak etmiştik hemen sorduk hayırdır bu kamyon neci? Dedilerki Lanrovernen bu kamyonu takas yapıyoruz dediler.tabi bişey bişey diyemezsin..Hayırlı olsun dedik ama bizim hiç hoşumuz gitmedi.Abim dediki kamyonlada gidersiniz köylere daha çok mal alır .Bazanda Turhala şeker getirmeye gidersiniz dedi..Bir gün kölere gittip o günde şansa bakki güzel bi yağmur yağdı.Bir hafta arabadaki ürünleri kurutmaya çalıştık. Kurutsak nolacak. öncaden üzerine doluşan tozlar ürünler üzerinde çamur olup kaldılar..O işinde suyu çıktıBir günde şekere gitti bir haftadan zor gürünegeldi. teker paladı motor arzalandı düzen bozuldu vesselam.
Şair :Süleyman Özpınar.Sözeri.29.03.2022.Salı
Bu şiirin her türlü telif hakkı kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin almadan kopyalanması 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına göre suçtur.