GÜRÜN'DE GÜZELLİKLER BİTMEZ.
Gürünümüze bakmayın öyle kötümser.
Halaylarıyla,İnsanlığıyla,
Havası suyu toprağıyla.
Dağı,taşı, Dalda öten bayguşu dahi güzel öter.
Ormanı kalmamış,ulu kayalar ve taşlar.
Her birisinde geçmişe dair anılarımız yatar.
Kiminin başında keklikler gakguvak deyip şarkıya başlar.
Kimisinin gölgesinde bir güzel uykuya dalar.
En yücesine kartallar yuva yapar.
Bahçeler var, yeşil ,yeşil hemde yem yeşildir.
Halıya gerek yok mevla sermiştir.
Geç şimdi halayın başına.
Olsun farketmez bizim için yazıda bir kışıda.
Azmı halay çektik diz boyu kar varken,
Damın arkası harmanlarda?
Baharla beraber yeşerir kaysılar dutlar.
Bakmaya kıyamazsın Elma.Cevizi
Harikadır çiri çekirdeği.
Göleklerde yüzen Ördek Cücükleri.
Tahta beşiklerde salınan Bebekleri.
Gürün'ümün güzellikleri Saymak ile bitermi?
Bursa ipekli kumaşı gibi dürülmüş.
Üzerine kaysı çekiredeği dökülmüş.
Dut şerbetinden yapılmış, Pestillerimiz.
Sac üzerinde kavrulmuş gavurga.
İçinede çedene katılmış.
Aşımız gazanlarla pişer.
Yabir misafir gelirse diye.
Hem bir tasta komşuya düşer.
O içli köfteler.yaprak sarmalar,kabak dolmalar.
Aman yarebbi pastırmalı,ıspanaklı çörekler.
Kuzu etinden yapılmış etli ekmekler.
Bir un aşı dahi dünyalar değer.
Hele o tandır ekmeğimiz.
Meşhur o tandırda pişen kirtişli ketelerimiz.
Tandır yakılıp ekmek pişirmeye başlarız.
Onun kokusu öbür mahallede ne burun bırakır ne geniz.
Bilmem ne kaldı saymadığımız?
Süleyman Özpınar.
12.12.2017..Salı.
Bu şiirin her türlü telif hakkı kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin almadan kopyalanması 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri yasasına göre suçtur.