Şu dünyada ömrüm geldide geçti
Kalbimi yakacak kor bulamadım.
Yüreğim tutuşup yansıda pişti.
Bağrıma basacak kar bulamadım.
Bu kadar yüklerle yaşamak haram
Vurdu bu dünyada fırtına tufan
Bu nasıl bi hayat bu nasıl mekan
Yanımdan ayrılmaz can bulamadım
Bu yalan dünyanın aşkına kandım
O sıcak yuvamız soğumaz sandım
Üşüdüm köşede kıvrılıp kaldım
Mitini atacak han bulamadım.
Yapayalnız kaldım koca dünyada
Zorluklarla gelip geçti ne fayda
Her köşesi orman koca ovada
Bana gölge yapan dal bulamadım.
Özpınar olarak yolun sonunda
Cefakar yaşamış garip kulunda
Şu kısacık ömür hayat yolunda
Tutunup gidecek kol bulamadım.
Şair: Süleyman ÖZPINAR
Şiirin hası 24.10.2024
Kimselere hatır gönül sormadan
Hayat bizi bitiriyo bilesin
Hiçbir şeyden haberimiz olmadan
Bir hizaya getiriyor bilesin.
Aylak aylak budünyada gezerken
Defter kalem sayfaları çizerken
Büyük talan küçükleri ezerken
Büyük lokma aşırıyo bilesin.
Ömür boyu bu dünyada kölesin
Yalan varsa aklı yeten söyleşin
Masum varsa hakkın helal eylesin
Ecel bir gün götürüyo bilesin.
Kimileri fazla doyar dünyada
Zorda isen kulak tıkar feryada
Hızlı uçan kuşlar girer kol kola
Gökte yolu bitiriyo bilesin.
Özpınarsam benim vardır kaynağım
Cendereden geçtik bitti kaymağım
Hiç bir zaman zalim biri olmadım
Kullar bazan şaşırıyo bilesin.
Şair: Süleyman ÖZPINAR. Şiirin hası 29,10,2024.
Görüyorun sandım ama
Göremeyen bir körmüşüm
Katran rengi karanlıkta
Düşe kalka yürümüşüm.
Sağa baktım sola baktım
Her nefese selam çaktım
Köşe duvarlara çarptım
Meğer yalpa yürümüşüm
Yürü hey Allah’ın kulu
Şaşırdım gittiğim yolu
Birde baktım yolun sonu
Yanlış yolda yürümüşüm
Mevlanayım döneriken
Kahkahayla güleriken
Hep elele gezeriken
Yanlış kolla yürümüşüm
Özpınardım kuruyorum
Bu hal nedir soruyorum
Tutacak kol arıyorum
Yanlış kolda yürümüşüm.
Şair: Süleyman ÖZPINAR Şiirin hayırlı
17,10,2024.
Sayın Neşet Ertaş üstadımızın
12 yıl önce kaybetmemizin
Üzüntüsünü yüreğimizde
Hissetmekteyiz.
Üstadadımızı sevgi saygı ve rahmetle anıyoruz.
Bizlere sayısız eserler bırakıp gitti
Mekanı cennet ruhu şadolsun
Bize kalan çeşni dolu eseri
Üstadın dilinden şaştı bam teli
Kırtıllar köyünden Ertaş seslendi
Çiçek dağındaki karlar eridi.
Bozkırın sesiydi çaldı çığırdı
Her sözü yerinde anlam ağırdı
Kimisi anlamaz kimi sağırdı
İnsanlar susarken dağlar ses verdi.
Şair Süleyman ÖZPINAR
25,09 ,2024 Şiirinhası
Eskiden bir mazhar Osman ağa varmış
1884 yıllarında yunaistanda doğmuş
Daha sonra İstanbul’a gelip
Tıp okuyup doktor olmuş
ruh ve sinir hastalıkları uzmanı,
Türkiye'de ilk modern hastaneyi kurmuş.
Türk delilerine sahip çıkmış 67 yaşında
1951 yılında hayata gözlerini kapamış
Bundan sonra bizim deliler sahipsiz kalmış.
Şimdi zincirli kuyu mezarlığında yatmakta
Keşke geri gelebilsen Mazhar ağa
Bu sıralar sana çok ihtiyaç var haberin ola.
Çünkü deliren delirene valla.
Uykum geldi uyuyaman
Ele güne rezil olduk
Can sıkanı haklayamam
Padişahken vezir olduk.
Kılıktan kılığa girdik
Ulaşılmazlara erdik
Yüce kararları verdik
Yargıç ilken esir olduk.
Seksenli yaş arasında
Herşey bitmiş havasında
Yalan dünya dalgasında
Dermaniken zehir olduk.
Tuttuğu bileği büken
Düğünlerde halay çeken
El üstünde tutulurken
Ayaklara zincir olduk.
Özpınardık akıyorduk
Her menzile varıyorduk
Aydınlığa koşuyorduk
Aydın iken zifir olduk.
Şair: Süleyman ÖZPINAR Şiirinhası 28,05,2024
Ensemde gezinir felek sillesi
İniş çıkış geçen günlerle doldu
Kuşağımda çınlar gariplik sesi
Bunların hepisi kaderle doldu.
Kader belki bir gün bizede Güler
Dİye diye geçip gitti seneler
Defteler kapandı bitti kalemler
Sayfalar nasihat sözlerle doldu.
Seneler boyunca bedel ödedik
Bunlara ramen hiç ödün vermedik
Hep bilinen doğruları söyledik
Boşalan etrafim fiizle doldu.
Allah bir insana sağlıklar versin
Geri kalan herşey detaydır derim
Hayat biçtiğinde tükendi verim
Vücudu kemiren toksinle doldu.
Özpınar yaşınız son demi buldu
Saçların anlaşıp Benin’ler soldu
Bunca çile noldu?ismi ne kondu
Herşeyin sayfası dertlerle doldu.
Şair:Süleyman ÖZPINAR. Şiirinhası
09.05.2024.DERTLERLE DOLDU
Ensemde gezinir felek sillesi
İniş çıkış geçen günlerle doldu
Kuşağımda çınlar gariplik sesi
Bunların hepisi kaderle doldu.
Kader belki bir gün bizede Güler
Dİye diye geçip gitti seneler
Defteler kapandı bitti kalemler
Sayfalar nasihat sözlerle doldu.
Seneler boyunca bedel ödedik
Bunlara ramen hiç ödün vermedik
Hep bilinen doğruları söyledik
Boşalan etrafim fiizle doldu.
Allah bir insana sağlıklar versin
Geri kalan herşey detaydır derim
Hayat biçtiğinde tükendi verim
Vücudu kemiren toksinle doldu.
Özpınar yaşınız son demi buldu
Saçların anlaşıp Benin’ler soldu
Bunca çile noldu?ismi ne kondu
Herşeyin sayfası dertlerle doldu.
Şair:Süleyman ÖZPINAR. Şiirinhası
09.05.2024.
Görgüsüz insana misafir gitme
Hareketler faül görüşler farklı
Öyle sözler varki katırdan tekme
Densizlik diz boyu gülüşler farklı.
Görgüsüz kimseye selam verilmez
Bir çatı altına asla girilmez
Yaşlanmayla insanlığı değişmez
Yedisinde neyse yetmişte aynı.
Bunlara gösteriş denmez
Bunlarda bir onur beyim
Muhteşemse kimse gülmez
Hainlikse kudur beyim.
Yiğitlerse orağıyla
Otellerde yatağıyla
Araziler toprağıyla
Değerini korur beyim.
Tanıtım reklamdan geçer
Hep güzellik arar gözler
Bağ bahçeye güller döşer
Susuz güller kurur beyler.
Willis saray çok görmeyin
Hissedardır ebeveyin
Bu gün olmaz yarın deyin
Saray orda durur beyim.
Güzellik Türk’e yakışır
Yabancı görüp şaşırır
Kaynatıp suyun taşırır
Dost olalım nolur beyim.
Vicdanlarla barışsanız
Bu düzene alışsanız
Değişmiycek ne yapsanız
Yol düzeni budur beyim.
Özpınar bildiğin yazar
Her canlının sonu mezar
Yanlış sözler Kabe zarar
Hak yerini bulur beyim.
Şair: Süleyman ÖZPINAR
29,03,2024,Şiirinhas
Mevlam ilham bol eylesin
Tüm sözlerin bol eylesin
Muhabbetli kul eylesin.
Bitene denk son nefesin.
Varolsun şair yüreğin
Kabulümdür tüm dileğin
Senle olsun aşk meleğin
Kalemin asla bitmesin
Söz hazine kaynağısın
Halkın gözünde aynasın
Dünyada şanın parlasın
O ışığın hiç sönmesin.
Selam olsun üstadıma
Şapka çıkar kelamına
Yazılan her satırına
Sonsuz başarı eklensin.
Özpınarın sözü budur
Doğru sözü tarih korur
Tüm sözlerin olsun yağmur
Bundan halkım şifa bulsun.
Şair:Süleyman ÖZPINAR
Şiirinhası. 07.04.2024.
Yaşımı sordunuz değilmi?
Sorma boşuna sorma hesap yapamamki.
Şimdi defter kalem alıp ince ince hesap lamak gerek
İsersen ben söyleyim sen yaz sonucu öyle bulur
Çocukluktan başla,Enaz dört senem kayıp oralarda
Dünyadan bi haber o zamanlarda
Varım yoğum anamdı
Bazanda elime tutuştururladı çuldan çovaldan oyuncak
Bunları yaşasan nolacak yaşamasan nolacak
Daha sonrasını sorarsan yine aynı
Sabah kalk bağa bahçeye
Ya kuzu otlamaya yada dana bağlamaya
Akşam eve gel iç bulgur çorbasını yat
En azından sekiz saat
Bu geçen zamanu yaşadıkmı yani?
Yatıp uyuduğum zamanı ?
Bunu ben yaşadım saymamki
Düş bu kadar geçen geceyi
Bu güne kadar tam tamına 75 yıl olmuş
Anam beni doğuralı
Çocukluktan düş 5 yılını
Her gün 8 saat uyku zamanı
Uyku ömrünrün tam üçte biri
75 bölü 3 ettimi 25 yıl
5 yılda çocukluktan kalanı
Topla bunları dopdolu 30 yıl
Düş bunları 75 seneden kaldımı 45 yıl
Benim gerçek yaşım işte bu
Hesapta bir yanlışlık varmı?
Ben yaşamadığım zamanı yaştan saymamki
Sayanlar saysın benim itirazım olmazki
Ben dolu dolu yaşadığım ânı, günü.yılı, ve zamanı
Yaşadım sayarım
Ben neyleyim geride kalan boş zamanı?
Özpınr bunda haksızmı?
Şair:Süleyman Özpınar.Şiirinhası.27.12.2023.
Ayrılırmı et tırnaktan?
Koparıpta attın beni
Beraber geçtik ırmaktan
Sırtında taşıdın beni..
Hep onu biz baba bildik
Saygıyla öne eğilldik
Abi değil baba dedik
Öz evlatmış saydın beni..
Acı haberini aldım
İşte o gün yetim kaldım
Baba ateşiyle yandım
Acılarla yaktın beni.
Baba kapısı kapandı
Yandı ciğerimiz yandı
Benim için koca dağdı
Bağtında sakladın beni.
Şu gecenin zifiri karanlığında
Ta uzak ellerin yalnızlığında
Geniş ailemin mutlu anıda
Gitmek istesemde gidemiyorum
Göz pınarı doldu tutamıyorum
El açtım mevlama dua ederim
Mutluluğu mevlam bozmasın derim
Olmasamda gayrı dolmuştur yerim
dönüpte bakınca seviniyorum
Gözüm açık gitmez mutluoluyorum.
Şair Süleyman ÖZPINAR.Şiirinhası.
Hep onun içindir öfkem
Hep onun içindir kahrım
Onun içindir sana bu kinim
O musluk bir gün kapanır
Her kanal kuruda kalır
Diye hiç düşünemedin
Ah benim akılsız aklım.
Yetmiş beşideki kocamış aklım
Kırkbeşinde sen nerdeydin?
Yedin içtin altından girip üstünden çıktın
Sabahlara kadar nara attın
O muslukları hep boşa akıttın
Çeşmeden akan suyu
Kanı beş para etmeyen
Hatır gönül bilemeyen
İçtikçe kuduz gibi kuduran
Nankörlere köpeklere içirdin
Kendi bahçendeki
Yeni yetişen fideler
O akan suyu beklerken
Sen hep başka bahçeleri suladın
Vay benim akılsız aklım.!
Şair:Süleyman ÖZPINAR.06.10.2023 Şiirinhası.
Bir akşam üzeri daha güneş etkisini kaybetmemiş durumdayken Bişeyler alıp çarşıdan geliyorum.
Eve yaklaşık 200 metre falan kala sol tarafta bir boş arsayı bahçe haline getirmişler .
Tam oraya gelmiştim.
Dönüp baktım bir çocuk soluk soluğa
Elinde bir keser
İki eliyle yapışmış kesere
Ayağında çizmesi,başında fötörü vuruyo toprağın döşüne döşüne.
Yaklaştım şöyle yanına doğru.
Hafiften bir öhö sesiyle
Hani dalgın olur korkmasın deyi.
Benim öhö sesini duymuş olmalıki
Hafiften doğrulup bana baktı.
Alnındaki terler boncuk boncuk.
Güzel bir gülümsemeden sonra
Alnındaki terler damlamak üzereyken
kolunun tersiyle terleri sildi.
Kolay gelsin delikanlı dedim.
Sağolasın abi dedi.
Ne yapıyon bahçeyimi çapalıyon dedim .
He abi çok otlanmış.
Adın ne senin dedim
Adım ali
Okula gidiyonmu?
Bu sene ikiye gidecem abi.
Afferin
9 yaşındamısın
Evet abi.
Böyle görmüş büyüklerinden
Toprak onun aşkı olmuş.
Toprağı görünce dayanamaz.
Balıklama dalar
Beller tırmıklar çapalar
Büyüsede unutmaz toprağını
Tatil olduğu zamanı
Koşar baba yurduna
Kavuşur toprağına
Yine vurur çapasını
Yine hatırlar o eski anılarını
Yolun açık olsun Ali.
Fotoğrafını alabilirmiyim diye sordum
Tabi deyip güzelde bir poz verdi.
Allah kolaylık versin deyip ben ayrıldım.
Ali tekrar daldı toprakların içine..
Şair:Süleyman Özpınar.01,10,2023
İnsafın yok yalan dünya
Hep yalanla dönen dünya
Bizlere vuran vurana
Emekliler kölen dünya.
Devlete faydamız yoksa
Kimimiz aç kimi toksa
İsyan edip giden çoksa
Emeklisiz kalın dünya.
Güç kalmadı nefes alam
Sığınacak kaldı mevlam
Bizi artık doğru anlan
Emekliden selam dünya.
Özpınarım gözem dertli
Herkesin sonu emekli
Elalem iyi bilmeli
Yaşlı kalbi kıran dünya.
Şair:Süleyman ÖZPINAR. 03,10,2023. Şiirinhası. 
Her söze çocuklar gibi küsmesi
Bak duvara yerin evin köşesi
Yemek yerken üste başa dökmesi
Bak şalvara olmuş yemek listesi.
Tek arkadaşın var eğri bir baston
Kalmadı etrafta gerçek bir dostun
Yetmiş senedir sen ne için koştun
Bak halına oldun hayat kölesi.
Bir zamanlar yere yurda sığmazdın
Kem sözlerin kulağınla duymazdın
Her halinle bir ortama uymazdın
Bak ağzına çıkarmıyor o sesi.
Nara atarken ses verirdi kayalar
Kalmamış eskideki modalar
Şimdi sana bakıp güler insanlar
Bak tarzına kalmamıştır süksesi
Özpınarsam gördüğümü yazarım
Kimseye yoktur kinim ve garazım
Şairim ama bende bir insanım.
Ba yazıma olur kulun hatası.
Şair:Süleyman ÖZPINAR. Şiirinhası
Bir güzel insan
Nasıl olsun dersen
İşte karşında görmek istersen.
Bir bakıp görsen
Güler yüzlü Yufka yürekli
Hatır gönülü bilen
Büyük küçük hiç seçmeden
Tüm insanları seven
Ah be hayal able gerçekten
Ne güzel bir komşusun sen..
Yaşı hayli ileri
Kilosuda olmasına ramen
Şakaları ve gülüşleri
Sanki yeni bir ergen
Hiç bir şey kaybetmemiş
O yaşadığı eski gençlikten
Kapıdan her geçen
Komşulara tebessümle seslenen
Ah be Hayal abla gerçekten
Bulunmaz bir komşusun sen..
Gençlere nasihat çeken
Orta yaşa örnrk olmayı bilen
Yaşlıya destek için koluna giren
Evlatları uğruna canını veren
Komşuluk için herkese yol gösteren
Her konuda sen bir örnreksin desem
Ne dersin be Hayal abla sen
Hayırlı ramazanlar bayram gelmeden
Sevgiler dolu selam
Öperim ellerinden..
Şair:Süleyman Özpınar.11.04.2023
Öksüz yetim kaldım çocuk yaşımda
Bunlar için yanıp yanıp ağladım
O gün bu gün aklım yoktur başımda
Yara derin sarıp sarıp ağladım.
Yirmi yaşa kadar sahipsiz kaldım
Kimselere gidip derdim yanmadım
Seneler boyunca açılmaz kapım
Kapılara bakıp bakıp ağladım.
Bazı eşşeklere değer vermişim.
Biri yarış atı oldu görmüşüm
Arpa,saman önlerine sermişim.
Sanki o zamanlar bakar körmüşüm.
Ben adam bilirdim meğer değilmiş.
İçerde beslenen hep dolu kinmiş.
Anadan süt değil zehirmi emmiş.?
Saçtı üstüme,ben sağar körmüşüm
Adam ettiğim o çulsuz eşekler .
Çullanınca önce beni teptiler.
Tüm çevremizede zehir serptiler.
Bunu göremiycek kadar körmüşüm.
Ben yemeyip hep bunlara yedirdim.
Hepsinide baştan sona giydirdim.
Ben herkesi kendim gibi bilirdim.
Bunun için yemlik pazar olmuşum..
Zamanında büyük hata yapmışım
Gereksiz insana değer vermişim.
İnsandır diyerek bakıp görmüşüm
O zamanlar ne kadarda körmüşüm.
şair:Süleyman Özpınar.
ŞiirinHası.14.09.2020o
Bostan sulama bilmez
Karton kürekli herif
Çapayla tarla sürmez.
Hantal göbekli herif
Başıma nerden çıktın
Yemek yok çok acıktım
İlk gördüm adam sandım
Herif rezili herif
Bakıp yüzüme gülmez
El uzat elin vermez
Tuş yapıp yere sermez
Hımbıl yürekli herif
Nara at kulak duymaz
Soyunup maça çıkmaz
Kale boş topa vurmaz
Narin bilekli herif
Oy derken oyuluyom
Söylerken bayılıyom
Gel gayrı aç ölüyom
Kulak tıkalı herif
Şair:Süleyman Özpınar.Sözeri.17.10.2022.
Parkta yalnız oturuyom.
Bir arkadaş beni görüp bana doğru gelip
Masama oturdu.
Oturdu ama burun delikleri bir iniyo bir kalkıyo..
Belliki birileri damarına basmıştı.
Gardaş hayırdır ne oldu kimseni böyle üzen?
Otur bir çay iç hele dedim.
Başladı nefes dahi almadan anlatmaya..
<>>>>>>>>>>>>>>>><
Ulan bazan kendi kendime
O kadar çok kızıyorumki
Elime sopayı alıp
Çok güzel dövesim geliyo kedimi.
Ne kadar çok değer vermişim
Ciğeri beş para etmez
Değersiz şerefsizlere.
Omzumda taşımışım senelerce
Hemde enayice.
Yazıklar olsun diyorum kendime
Beni küfe olarak kullanan
Her gün gelip kapımda yallanan
Beni bunlara mecburum sanan
Bu kendini bilmaz dallamalardan
Oh be kurtuldum derken
Dedilerki yok daha çok erken
Sizin daha çekecek çileniz varken
Yok öyle kaçmak bekliyecen
Dedilerki son karar bizden
İşte buda kaderden..
&&&&&
Deyip çayındanda son bir fırt daha
Çektikten sonra masadan ayrılıp
çay için tşkler diyerek gitti
Giderkende halen
kendi kendine konuşuyordu
Şair:Süleyman Özpınar.Sözeri.
07.10.2022
Hey pala bıyıklı adam!
Üç beş başa kafa çakan
Uçan kuşa çelme takan
Eski günler hayal oldu..
Uzak farketmez gözlerin
Seni taşımaz dizlerin
Gâle alınmaz sözlerin
Eski sözler hayal oldu.
Çocuk hayal ile yaşar
Gençlik yaşam için koşar
Yaşlı anılara bakar.
O anılar hayal oldu.
Sessizce köşende otur
Söylenecek sözün çoktur
Ne yazıkki hakkın yoktur
O babalar hayal oldu..
Sözeri bilerek söyler
Yetmişini geçen beyler
Kuyrukta sırayı bekler
O naralar hayal oldu.
Şair.Süleyman Özpınar.Sözeri.21.09.2022.
Bir gariptir bu dünya
Tam eli yetişmiştir ağzına
Karnını doyurmak için oturmuştu sofraya
Bakarki hayat bitmiş
Düğümlenir aldığı lokmalar boğazda
Vay be 70 yıl nasıl da geçmiş
Göz açıp kapayıncaya kadar
Demek ömür bu kadar kısaymış
Hayallar kormuştu
Hele bir gelsin şu ilk bahar
Eriyip suya dönüşsün
O ulu dağlardaki kocaman kocaman
Kurtük tutmuş bereket saçan karlar.
Coşar işte o zaman
Kuruyan eski kaynaklar ve pınarlar.
Sevinsin doğadaki bütün canlılar
Suyuna kansın dağlar taşlar ve tarlalar
Emeğinin karşılığını alsın
Köylüler ve çiftçi gardaşlar.
Diyerek hem hayal kurar
Hemde yalvarır mevlasına
Uyumaz sabahlara kadar
İşte tamda o anlar.
Hayata gözlerini kapar.
Ruhun şadolsun Özpınar..
Şair:Süleyman Özpınar.Sözeri.
20.09.2022.Salı.
Dünyaya yeten güneş var
Aynı sıcaklıkta ayar
Biri vitamine doyar
Diğeri yandım der ağlar.
Bu millet sanırım doymaz
Sanki birazcıkta aymaz
Ne yedirsen yemek saymaz
Çatlasın açım der ağlar.
Sırtta gezme alışınca
Taşı sırtında aylarca
Bir gün yere bırakınca
Yandı kıçım der ağlar..
Fayda yok evlat toruna
Her gün biri var kolunda
Ana kim babayı sorma
Babam yok piçim der ağlar.
Bune haldiy ey sözeri
Güven bitik yok sözleri
Êl malında hep gözleri
Yok benim suçum der ağlar..
Kabullendim bütün suçu
Ağartmışım sakal saçı
Tanımadım gardaş bacı
Kesilsin başım der ağlar.
Şair:Süleyman Özpınar.Sözeri.
20.09.2022.
Mehmet AMİNCİ
(Özel istek üzerine yazılan bir şiirdir)
İnsan aminci ise bu olur be.
Her işe sarılır hemde dört elle
İşi kendi işi gibi görünce
Elaman dediğin böylolur işte.
Güler yüzle karşılıyor geleni
İşte budur insanlığın şöleni
Sevip sayar ekmeğini böleni
İnsan dediğinde bölolur işte.
Güründe yetişmiş bahçe bağında
Aminci büyüktür asil soyunda
Cevher vardır toprağında soyunda
Adam gibi adam böylolur işte.
Şair:Süleyman Özpınar.Sözeri.
02.09.2022 Cuma.
İnsana rahatlık batarmış bazan.
Gidip cezasın çekermiş azan
Gürünüm diyerek özle her zaman
Dondun işte çıkamıyon yataktan.
Ama benim ısuçum ne?
Bana dedilerki biz güründe
Kısa kol gömlekle geziyoz yeminle.
Yaz geldi daha ne bekliyon gelsene.
Hemen geldim indim gürüne.
Acilen kabanı valizden çıkarıp giydim.
Hele çok şükür titremeyi unutmamışım.
Eve geldim sanki derin dondurucuya girdim.
Evde soba yok yakayım.
Isınacak bir bişeyler aradım.
Hele elektrikli battaniye yakaladım.
Gerçekten sevindim.
Yatağı onunla ısıtıp içine girdim.
Yarın oldu bir yağmur bir fırtına.
Çarşıya varana kadar o yağmur indi sırtıma.
Koşarak vardım biz kısa kolnan geziyoz diyen arkadaşın yanına.
Hani lan gürüne yaz geldiydi?
Kısa kolnan geziyordunuz
Bak ben donuyom gördüğün gibi
Valla ben yalan söylemedim.
İnanmazsan isbat edeyim.
Dedi ve başladı soyunmaya.
Önce kabanı çıkardı
Daha sonra kazağı
Gerçekten kazağın altında kısa kol gömlek vardı.
Dedi bak gardaş yalanım varmı demezmi.
De gelde gülme hadi.
Şair. Süleyman Özpınar.Sözeri.
28.06.2022.
Yükledin omzuma dünya derdini.
Ağzımın tadıyla gülemez oldum
Aldım gözlerimin asil ferrini
Düny güzelliğin göremez oldum.
Gurbet elden gurbet ele savruldum
Kendi yağım ile piştim kavruldum
Küçük yaşta iken köyden ayrıldım.
Zevki sefasına doyamaz oldum.
Hem öksüz hem yetim bir yaşam sürdüm
Koşturmakla geçti o kadar ömrüm
Hayatın her çeşit cilvesin gördüm
İyisin gıymatın bilemez oldum..
O eski neşeli günlere noldu?
Bulbüller yurduna baykuşlar kondu
Damla damla derken şelale oldu
Akan göz yaşlarım silemez oldum.
Şair:Süleyman Özpınar.Sözeri.08.04.2022.
Ben köyümü istiyorum
İsteyene sal denizi
Can dostlara gidiyorum
Al başına çal denizi..
Benim akan sularım var.
Çocuklar don ile dalar
Senin deniz adam yutar
Ara şimdi bul denizi.
Tatil için deniz seçtin
Boş ver köyü deyip geçtin
Sen yavruna ömür biçtin
Ara şimdi sor denizi.
Sözeri'ysem budur sözüm
Kan ağladı iki gözüm
Deniz sana dönmem yüzüm.
Her gün kalbe kor denizi
s.özp.
Askerlik bitimine 8 ay kala izine geldiğimde seni nışanlayalım askerden geldiğindede evlenirsin dediler bende tamam dedim. Kız aramaya başladık.Dayımın kızını istedik.Bu daha okuyacak evlenmeyi düşünmüyo dediler.Başka birine soruldu olmadı.Ayşe yengemin annesi dediki ben bir kız biliyom ama çok küçük verirlermi bilmem dedi..Ayşe yengem dediki gidip bi görelim dedi.Bir bahane uydurup gidip gördük.Bende onayladım ama benim izin zamanım doldu.Sadece iki günüm kaldı.
DEVAMINI OKUGece gündüz çüt sürerdi
Bir alemdi bizim sılo
Tarlayı eker biçerdi
Bir reçberdi bizim sılo..
Çok tavatır at binerdi
Dik yokuşları severdi
Gevrek gevrekte gülerdi
Çok güleçti bizim sılo
Uçan kuşa cırıt atar
Sağa sola caka satar
Genç kızların bağrın yakar
Bir ateşti bizim sılo..
s.özp.
Saygı değer güzel insan.
Keşke seni bu kadar yakından tnımasaydım.
Facebooktan o insanı ağız tadıyla güldüren
Bazı yerlerde oturup düşündüren
Yazılarını okuyup çekim yaptığın
Birbirinden harika resimerini seyretseydim..
Beni böyle kısa zamanda terk edeceğini bilemezdim.
O benim bahçenin önünden geçerken korna çalışın
Kolay gelsin kirve diye seslenişin.
Halen kulağımda çınlar bilesin..
Hep gelip beni bahçedeki kulübede ziyaret ederdin.
Beraber yemek yer çay içerdik
Hemde gelmiş geçmişleri yadederdik.
Senden önce gelirdi ayak seslerin.
Ardından ev sahibi diyerek seslenişin
Çok hoşuma giderdi bilirmisin.
Nazikçe ayakkabını dışarıda çıkardıp
Küçük tabüreye sekilenirdin..
Beni hiç yalnız bırakmadın ıssız bahçemde
Sadece İlhaminin yaramaz keçileri.
Koyun kuzulardan gelen çan sesleri
Ve karşı kayadan gelen kınalı keklik sesleri
Vardı ezelden.
Gelip beni şenlendirdin.
Bir gardaş acısı gibi geldi bana
Senin bu talihsiz gidişin.
Size Allah’tan rahmet dilerim
Ruhun şad mekanın cennet makamını
Peygamber efendimize komşu eylesin..
AMİİİN..
S.Özp.
Mahallemin en yakışıklısı.
Sevdiğim güze insan.
Karayağız delikanlı.
20 yaşlarına değmiş siyah sakallı.
Herşeye ramen çok çalışkan.
Cana yakın ve saygılı.
Akıllımı akıllı.
Gündüz okula gider akşamları markette yardımcı.
Eve gelir yorgun ve bitkin hiç umrunda değil.
Yine işine devam. Hem okur hem çalışır.
Ailesine yük olmadan. Yine aynı tempo işine devam.
Durmadan yorulmadan kara yağız delikanlı. Geldi çattı askerlik çağı. Evlilikte geçmez değil aklının ucundan. Çünkü güçlü kuvvetli ve Dişli. Hep övgüyle bahsederim sanki bizden birisi gibi. Candan severim Hasan’ı. Mevlam açık etsin yolunu ve bahtını. Kara yağız delikanlı. htını. Kara yağız delikanlı.
s.özp.
Hep iyi tarafından baktım olaylara.
Hep aynı yöne baka baka.
Hem kireçleme hem boyun fıtığı oldum valla.
Ters yöne bakacam bundan sonra.
Belki düzelir gardaşla.
Denemek bedava derler
Aslı vamı acaba?
Şimdilerde denemek iyice moda.
Baba evladına eş bulur.
Düğün dernek yapar.
Paralar döker saçar.
Aradan birkaç ay geçer.
Evlat babaya gelir.
Zaman tüneline girdim.
Gidemezsin dar dediler.
Geçen günden tekmil verdim.
Bazı yollar har dediler.
Gençliğimi görem dedim.
Geçmiş günü öne serdim.
Bir gün olsun görmek derdim.
Bak aynaya gör dediler.
O gençliğin hatrı varsa.
Bu garip bir nasıl kulsa.
Tüm gençliğin sizden sorsa.
Aç kalbine sor dediler.
Geçen zaman geçip gitti.
Mum gibi eriyip bitti.
Burda torpil sökmezmiki.
O birazcık zor dediler.
O eski dostluklar yok olup bitti
Dünki atalarla birlikte gitti
Şimdi herkes olmuş bir kurnaz tilki
Tilkiden dostlukta ancak böylolur
Ben başladım bu beyleri öğmeye
Bey başladı yüzün gözün eğmeye
Tilkiyi tutmuşlar sütün emmeye
Süt verecek hayvan yüzden bellolur..
Nesildemi bu fark,yoksa bizdemi?
Biri bana bunu anlatsın nolur.
Baştan sona herşey değişti sanki.
Beynimiz çalışmaz aklımız durur..
Şair:Süleyman Özpınar.
ŞiirinHası.24.12.2020.
Şöyle ağız tadıyla dertleşecek.
Kalmamış gardaşlık diller yok olmuş..
Tel açınca bana alo diyebilecek
Kalmamış yoldaşlar teller yok olmuş
Konuşup kahkaha atıp gülecek
Her konuda dem vurup tat verecek
Günü gün edip biraz eğlenecek
Kalmamış sırdaşlar günler yok olmuş.
Sen ezeli çocukluk arkadaşım
Şunu bilmelisin canım gardaşım
Sıkılacak el bulmak için dolaştım
Kalmamış dostlarım eller yok olmuş
Kır çiçekleri doluydu dağlarda
Dolaştığımız tüm bahçe bağlarda
Her gün uğradığım hacıpınarda
Gül ağaç kalmamış güller yok olmuş.
Gurbetten gelince beni görecek
Gardaş edasıyla koşup gelecek
Beni kucaklayıp candan sevecek
Kanatlar kalmamış,kollar yok olmuş...
Şair:Süleyman Özpınar.
Şiirin Hası.11.12.2020.
Gel ağlama bu acıya
Kalbimizi deldi gitti
Kollar takılmış kancaya
Ciğerimiz yaktı gitti.
Tutamıyom göz yaşımı
Alıp gitti gardaşımı
Gardaş değil sırdaşımdı.
Kahpe felek çaldı gitti.
Çaresiz bu derdin sonu?
Bu giden gardaş tabutu
Bağlamışlar eli kolu
Bize ateş saldı gitti.
Çekmek zormuş demek kolay
Daha yeni bitti balay
Kol kola çekmiştik halay
Aklı burada kaldı gitti.
Bu gün bize düştü ateş.
Bak ağlıyor bacı gardaş
Dostlar ile gel helealleş
Bu ocakta yandı gitti..
Panemi diyerek geldi
Gelip ciğerleri deldi
Azraille ortak sanki
Canımızı alıp gitti..
Şair:Süleyman Özpınar.
Şiirin Hası.29.11.2020.
Arkadaşlar bitti tatil sezonu.
Şiirler yazmanın zamanı geldi.
Toplandı sermaye işlendi konu.
İşte şimdi yazı harmanı geldi.
Gezdik memleketi dostları gördük.
Temelin atıpta duvarın ördük.
Korona engeldi uzaktan güldük.
Göz feriyle dizin dermanı geldi.
Herkese selamlar gurbet êlinden.
İyiki varsınız düşmez dilimden.
Altı yıldır beraberiz sizinlen.
İşte o yılların devamı geldi.
Tüm arkadaşlarıma
Sevgiler sunuyorum.
Allaha emanet olun,
Sağlıklı günler diliyorum.
Şair:Süleyman Özpınar.
ŞiirinHası.10.09.2020.
Dedo Çok güzel olmuş video,
Yapanların ellerine seninde yüreğine sağlık
Öpüyorum ellerinden
Güzel yürekli koca yürekli babam....!
*****
Çok teşekkür ederim oğlum.
Öpüyorum gözlerinden guzum
Benim ilk göz ağrım
İlk evlat sevgisini sende tattım.
Sen böldün uykularımızı.
Gece yarılarında.
Salıncak ta yoktu o zamanda
Hemde bir çarşaf arasında.
Sallardık seni saatlarca
Uyanıpta ağladığında.
Ben bir ucunda annen,bir ucunda.
Bakar bakar gülüşürdük gözünü açtığında
Mutluluğumuzun ilk meyvesi.
O meyveyi yemesekte
Damakta hissederdik o lezzeti
Büyük bir huzur verirdi seni sevmesi.
İki aşkın arasına ilk sen girdin farkındamısın.
İki sevgiyi sen kıskandın
Girdin aramıza.
Ben elimi uzattığımda vurdun el uçlarıma.
O minicik pamuk gibi parmak uçlarınla.
Büyüdün şimdi sen öyle sanıyorsun amma
Sen hâlâ o küçücük bebeğimsin.
Benim gözümde hiç büyümemişsin.
Aynı hiç eksilmemiş olan sevgin.
Boynuma dolanan o minicik ellerin.
Hep aynı o günkü gibi bunu bilesin
Allah sizlerin acısını bana göstermesin.
Yüce mevlamdan tek dileğim.
Seni seviyorum..
Baban.....
Köyümü terk ettim iyolur sandım.
Bir anda kalbimin sesine kandım.
İzmire gelince köyümle yandım.
Yayla keş özledim orda yatsaydım..
Yılanhüyük bir yazının yüzünde.
Şimdi burcu burcu tüter gözümde.
Orda olsam nolur azık belimde.
İtlerimle birlik davar yaysaydım
DOSTUM
Bağlama sesini duydum.
Senin sesi aldım dostum.
Sn nefesle sana koştum.
Susmayasın sakın dostum.
Otur şura bağdaşı kur.
Mızrap'ı bam teline vur.
İşlesin kelbime nolur.
Yanık yanık çalın dostum.
Hayatın virajları aynı bağırsak dereden.
Yaya olarak sularbaşına giden.
Bir garibin yürüyüşüne benzer.
Ah be gardaş bu asırda emekliyen,
Kendini bir boşlukta hisseden?
Neder?
Nere gider?
Hangi esnafın iş yerinde pinekler?
Bir gider .
İki gider.
Üçüncüde yamuk bakar sana bakan gözler.
Sende rahatsız olursun mecburen.
Gardaş işte buda benim bir eğlencem.
Şiir olmasa hastalık gitmez içimden.
Dert olur,kütle kütle ur bağlar hemde çaresiz.
Şiirde alıştı bana zaten.
Her an koşar gelir peşimden.
Şiir bensiz ben şiirsiz.
Kopamayız biz artık bir birimizden.
Bizim ömürde işte böyle gider.
Bir günde selada ismin geçer..
Dinleyip duyanlar vay be derler.
Bakarsın bir mecliste adın överler.
Bir bakarsın ağzını köpürderek söverler.
Bu hayat böyledir işte gardaş.
İnsanlarla birlikte,yanar dönerler..
Şair:Süleyman Özpınar.
Üşüyen insan omzuna.
Örtünmeye şalım kalsın
Aynı güzergah sonunda.
İnsanlığa yolum kalsın.
İşte o haz bana yeter..
Bir köşede çıram yansın.
Ben gidince adım kalsın.
Her toprağa kökler salsın.
Kökle birlik dalım kalsın.
İşte o haz bana yeter..
Sorma gardaş onu sorma bizlere..
O zaman tertemiz,saf ve biçare.
Şimdiki aklım olsaydı bikere.
Kıyarmıyım hiç o servet bedene..
Kanı beş para etmeyen adamı.
Kafa çekip eşşek gibi yatanı.
Adam ettik onu verdik mekanı.
Vur tekmeyi gitsin hizmet neyine..
Kendini bir adam sanan zavallı.
Her daim karşımda fazla bulaşır.
Asildir bildiğim sığır çobanı.
İkide bir çıkıp cazla bulaşır.
Kimseyi incitip kırmak istemem,
Taştaşa değsede kinlik besemem.
Cahil bir, sözlerini eslemem.
Basar damarıma zorla bulaşır.
Saçların ağarıp tellerin dökmüş.
Fani yıllar bizden neler götürmüş.?
Eller nasır tutmuş,belin bükülmüş.
Deli yıllar bizden neler götürmüş.?
Anne baba vardı herkes başbaşa?
Biz yola çıkmıştık sekiz gardaşla.
Dört gardaş kalmışız döndüm arkamda
Dertli yıllar bizden neler götürmüş.?
Yola yürür uzakları göremez.
Kim ne sorsa ona cevap veremez.
Ağız tadıyla şöyle içten gülemez.
Eski yıllar bizden neler götürmüş.?
Benim kalemim vardır dostum vardır.
Ama darılmak yok küsmek yok bizde.
Benim sözlerim vardır,nazım vardır.
Üç beş oy için yan çizmek yok bizde.
Sanmayın bunları hariçten gazel.
Burda oyun yoktur kendisi yadel
Boşamı işlendi o kadar dantel.? ..!
Emekle atılan ilmek çok bizde.
Burda yok artık parti falan.
Kişidir ön plana çıkan.
Bir Nisan'a gülerek bakan.
NAMİ ÇİFÇİ Gürün'e başkan..
Gürün'de daha iş bitmedi.
Bir dönem daha Nami Çifçi.
Hedefler daha çok ileri.
Gürün'de başkan Nami Çifçi.
Ben hiç benden yukarlara bakmadım.
Yukardakini asla kısganmadım.
Ben beni tam sevenlere adadım.
Bu na şükür deyip işime baktım..
Herkes kendi yerin iyi bilsin dedim.
Kendimi dev aynasında görmedim
Omuzları merdiven kullanmadım..
Çıkarken hep kendi gücümle çıktım.
Dokunma keyfin herkese dert olsun .
İstemezin derdi bitmezki dostum.
Çekemeyen bırak biraz kahrolsun.
Keyfim iyi ,hiç kimseyi takmadım.
Süleyman Özpınar.
23.11.2018.Cuma.
Mahallemin meleği sanki.
Beyinin ismide Şerafettin guçca.
İkiside nasıl bulmuşlar birbirlerini?
İkiside dünya iyisi.
Yüce mevlam veriyo herkesin dengini.
Biz yazlıkçıyız,birkaç aylığına gideriz genelde.
Temmuz aylarında gideriz
Biz bir abi değil bir baba kaybettik.
O bizim herşeyimizdi.
Biz beş erkek kardeşin en büyüğü
Mevlüt abimdi.
Üçümüz daha çocuk yaşlarda.
Hem öksüz,hem yetim kaldık.
Mevlüt abim bakıp büyüttü bizleri.
Askere gönderdi,
12..06.2018..Salı kara gün.
İŞTE O GÜN YETİM KALDIM.
Galiba melekti sanki insan ötesi.
Şu dünyada zor bulunur öylesi.
Çok yüceydi bende onun gölgesi
Kalbe çakılıp kaldı gardaş sevgisi..
Tüm çevrene güzel insanlık saçtın
Özpınar ismiyle bir çığır açtın.
Bize baba olup bağrına bastın
Ruhun şadolsun Gardaşın yücesi.
Ey.! saç,sakalı beyaz gocaman emmi.
Hep muzurlukla uğraşırsın öylemi?
Şeytanlık yaparsın sen dünyada hemi?
Taşlanıncada sakın gocunma emi...
Haksızlığı görüp haklıydı dedinmi?
Şeytana uyup haramları yedinmi?
Her çeşit sahtecilik yapıp geldinmi?
Ateşlerde yanarken bağırma emi..
Korkma şiir şairin elinde bozulmaz.
Çocuk anasının kucağında ağlamaz.
Ağlarsa zalim elinde ağlar hiç susmaz.
Oda evlat sevgisi ne ondan anlamaz.
Bilirsin Şairler şiirlere anadır...!
Bir yavru gibi kanat altında saklanır.
Her davadan berat eder sonra aklanır.
Ana yavrusuna asla leke kondurmaz.
Dobra insanları kimse bozamaz.
Yapmacıksa zaten bize yakışmaz.
Kirli su bizim hamura karışmaz.
Çünkü saftır,hainlikte bulunmaz,
Teyzeoğlu..
Allah razı olsun senden tezeoğlu.
Ben seviyom insan,insan oğlunu.
Vursalar zincire iki kolumu..!
Yinede severim kimse tutamaz..
Teyzeoğlu..
Yıllar aldığın vgeri vermiyor artık.
Kader diyerek bizde derde dalmayız
Teker teker gidene dualar ettik
Daş basar bağrımıza közde yanmayız.
Ruhun şadolsun ey güzel gardaşım
Yıllara bende sitemkarım kanmışım
Yılların renkli günlerine dalmışım.
Yıllara güvenip hayale dalmayız.
Hey dostlar,dinleyin şair gardaşı.
Şu isteğim bu gün yapsak olmazmı?
Boş verelim şimdi yağmur ve kışı.
Et altına soba yaksak olmazmı?
Haydiyin gidelim küçük bahçama
Dolaşıp çevrinip dönsek akşama.
Balık ızgarayı koysak mangala.
Günümüz gün edip gelsek olmazmı?
Hey be koca usta,ruhun şadolsun.
Mekanın cennetlerde tahtını kursun.
Ruhun için her el yükselsin dua okusun.
Sen bir dehaydın,sen unutulmaz bir Allah kulusun.
Usta burası bir devri alem dünyası.
Kimi gelir,kimi gider ,kalır unutulmaz anısı.
TAHA AKGÜN Tuttuğunu Koparan.
İsmini Tarihe Yazdıran Adam.
Boyuna Posuna Künde'ne Gurban.
Resmini Stada Kazdıran Adam...!
Hayırlı Uğurlu Olsun SiVas'a
Sayın Cumhur Başkanım Sen Çok Yaşa.
Layık Görmüş Bu İsmi Stada.
İsmini Dünyaya Tanıtan Adam...!
Karizmaya yok asla diyecek.
Hep asık surat değil gülersin
Sima derseniz daim gülecek.
Haber vermeden nere gidersin
Ne güzel bahçe çocuk eğlesin
Bir oda sen dayreye bedelsin
Allah gülerek kalmak istesin.
Maşallah deyin nazar değmesin
Yavşaklar büyüdü.
Artık bit oldu.
Gayri sırtımda gezinir
Bit olmadan önceleri,
Koltuk altında gizlenir.
Ben tanırım onların 7 ceddini.
Daha yakın zamandır
Benim bedenimdeydi.
Başkasının değilsin,benim şehidim.
Yetti bunca hasretlik gelsene guzum.
Sen benim herşeyimdin aslan yiğidim.
İki yıldır bekledim sen gelmez oldun...!
Her kapı çalanı sensin sanıyorum.
İçerde bir ateş varki yanıyorum.
Hasretin bitirdi içten kanıyorum.
İki yıl oldu beklemekten yoruldum.
Üstadı bu gün rüyamda gördüm..
Ben simasını bilmezdim birileri söyledi.
Bak Attila İlhan'da burda diyerek.
Dönüp baktım arkama.
Onu gördüm,daha başkalarıda vardı yanında.
Ama hatırlamıyom onları.
Yaklaşıp hoşgeldin dedim.
Kendimi tanıttım.
Vay be köyde birde bilir kişi olmuş.
Asırlık sahipsiz tarlaları hazineye yazdırmış.
Bazı yerleride kedi hanesine aşırmış.
Hani çok bilirya olmuş köyün ağası.
Bir evi bir küllüğü vardı sağlığında babası.
Şimdi senin olmuş bütün köyün deresi.
Oralar kimindi bilir köyün hepisi.
Müzikle uğraşmak,
Nefes almak.
Yemeyip içmeden herşeye doymak.
Dünyadaki tüm tat ve zevklere ulaşmak.
Ufuklara doğru kucak açmak.
Sonunda ulaşıp,beraberce yol almak..
Her yol ordan geçer.
Bir deli BOYRAZ eser,
Şu yakın senelerde.
Sivas Gürün çevresinde.
Eser geçer yüreklere yüzlere.
Işık gelir fer gelir seni gören gözlere.
Neşe saçar,sevinir onu çekenler nefesine.
Es deli BOYRAZ es
Senin faydan herkese..
Vekil demek mecliste oturup
parmak kaldırmak,
Hazır bulduğu yemeklere
lokma bandırmak.
Her şeye he diyerek,
seçmenleri kandırmak.
Vekil demek,
vekilim demek değildir gardaş...!!
Bak işte İstanbul
Vekili,bu gördüğün vekilim.
Sonra pişman olursun demedin demeyin.
Eğlencen olur dört duvar içinde evin.
Başkası yönetir,tain eder kaderin.
Artık tükenmişsen ben o ömrü neyleyim ?
Elin,dizin tutup gözlerinde görürken,
Bu dünyada henüz kıral gibi yaşarken.
Yaşadığın günün zevki sefa alırken.
Hiç yaşamamışsan ben o ömrü neyleyim.?
Bunlar bir varlıktır,
bir servettir sayın vekilim.
Gittiğiniz yere
neşe katan ve güzellik veren.
Gülmeye hasret kalmış
insanları güldüren.
Tabiki bunlar
babadan,dededen,ecdattan gelen.
Bunlar bir varlıktır,
bir servettir sayın vekilim.
Sayın Belediye Başkanı Nami Çifçi daha ilk başkanlık için kolları sıvadığı zamanlar.
İstanbul'a geldiler ve kendilerini tanıtıp yapacakları hizmetleri ve gerçekleştrecekleri
projeleri anlatmışlardı .
Dilime artık tesbih oldu bu cümle.
Oturmuş koltuğa dreksiyon elinde
Sanki kaçacak araba bırakı verse.
Giderken bağırıyo görüşürüz enişte.!
Misafirim geldiler İzmir'den beri.
Güler yüzle karşıladım ben sizleri.
Bir eksiksiz yaptım olan hizmeti.
Giderken bağırıyo görüşürüz enişte.!
Gardaş sayfama hoş geldin.
Sefalar getirdin.
Nice anılarıda beraberinde,
getirdin...!
Ese emminin torunu.
Hasan abinin oğlu.
Diğer taraftan Hüseyin dayım
Emiş Aba ,Emine teyze
Senin ataların varya onlar işte
Şair'i mutlu eden şey nedir?
Sadece bakıp geçmek değildir.
Beğenilerle yorumlar alınır.
Beğeni ve yorumlar yüceltir.
Yazının içeriğini görmeden .
Sadece adet yerini bulsun diyen
Beğenmiş olmak için beğenen
Yüzeysel bakan için geçerlidir.
Türk halkına unutulmaz anı bıraktın.
Cennet olsun ahirette senin mekanın..
Biliyom asırlar geçse unutulmazsın.
Vur DİBİNE deyip sonu acı bağladın...
Neyidi gardaş derdin ne oldu sana
Bir tufandı sanki geldi ardı fırtına..
Hiç acımadı felek o gençlik yaşına.
Gittin başına bir beyaz tacı bağlattın.
Gardaş senin eserin hiç unutulmadı.
Gülhani dostların sana asla doymadı.
Evin duvarı dahi eserlerin sakladı.
Alın yazın,senin asla hatan olmadı.
Ruhun şadolsun Ayvalı sesisin dostum.
Biliyorum her gün tozlu yollarda koştun.
Acelen neydiki gardaş bir anda sustun?
Hep çalıp söyledin gamın tasan olmadı..
Defterde boş sayfamı açarım.
Sayfayı yırtarcasına yazarım.
Yazarken korkar elde kalemim
Çünkü öfkemi kalamden alırım.
Kimileri oturup ağlar için için.
Kimileri bağırır yolar saçın başın.
Dokunmayın ona miziğin açsın
Tepinsin odada oynasın bakalım..
Bizden size selam ola.
Böyle güzel insanlara.
Mevlam size nasibetsin
Nice zengin sofralarda...!
Mahalle yassıca tepe.
Sofralar serilmiş yere.
Afiyet olsun sizlere.
Selam Sayın kaymakama...
Avazın çıktığınca bağırdında noldu?
Şimdi obanıza bak kimler kondu?
On altı nisanda devran son buldu.
Çekip gidin size yakışanda buyudu.
Attığınız çamurların izi bile kalmadı.
Gelen taşlarla Evet'ciler şahlandı.
%51.4 evetle yeni yasa taçlandı.
Geçip gidin size yakışanda buyudu.
Arkadaşlar şunu iyi bilinki,
Bir şair'in yazdıkları,
Hep kendi yaşadıkları,
Değildir tabiki..
Şair'in Gördükleri,
Duydukları,Okudukları
Can dostlarım,gardaşlarım
Yazdığım yazıları,taşlamaları.
Her telden şiirler ve hicivleri
Okuyup veya okumadan beğenileri,
Bazı beni yücelten ve
metiyeler dizen dostlarımı.
Canı gönülden kutluyor
sevgilerimi ve saygılarınmı sunuyorum.
"Ey gidi koca adam..!!
Göçüp gitti çay demini almadan..!
Özü sözü doğru o güzel insan...
Hiç şakasız geçmezdi yanımdan.
Güle güle git eeey koca adam..!
"Vay canım arkadaşım.
Şimdi bu gün ilk Cuma'n.
Hepsi senin için yaplan duam.
Sen rahat uyu o kalbinde dolu nurlarnan...!
Ewet doğru kime iyilik yaptımsa.
Kötülüğü görürsün bir fazlasıyla.
Kimlerin elllerini sıkı tuttunsa.
Hasret kalırsın o tuttuğun koluna.
Kim senim ekmeğinle karnı doyduysa
Isırmak için sarılır bacâğına.
Kimlere sarılıp sırtın okşadınsa.
Hep o dolaşır ayağıyın altında.
Gardaş burda hangi birileri yazılır.
Birini yazıp diğerleri nasıl dışlanır.
Bunlar sanki Ali'nin evlatları gibidir.
Birini yazsam bir diğeri kesin incinir.
Her kelimesi her cümlesi deryaydı.
Senelerca korkusuzca çaldı çığırdı.
Daha çok semiştirki mevlam tez aldı.
Aklıma gelende dilime şarkın dizilir.
Tüm sırları saklar
Ne zaman sevinsem,
Ne zaman üzülsem,
Ne zaman sevsem sevilsem.
Kimselere anlatamam derdimi.
Tasamı,kaygılarım ve çekincelerimi
Hep odur beni dinleyen,
Hep bana gülen.
Allah rahmet eylesin êy dünya tatlısı.
Nurlarda yatasın cennet olsun mekanı.
Yaşarım helalet gürüne olan hakkını.
Yaşar bu gün gürün senin için ağladı.
Gürün güllerinden bir dal daha kırıldı.
Sen güzel insandın,sen dünya tatlısı
Komşumdun çarşı başında anılar kaldı.
Yaşar bu gün Gürün senin için ağladı.
Nerde o eski zaman?
Ateşler sönük sinsi bir duman.
Yok,yok artın o dizlerdeki derman.
O düz duvara tırmanan.
Bacaklar bir birine dolanan
Keyifler,buruk buruk.
Hey gidi günler hey..!!
Beni ben yapan,
Beni Türkiye'ye tanıtan,
Yanlışım olduğunda yüzüme çarpan
Her güzel şiirlerimde,
Güzel paylaşımlarımda alkış tutan.
Güzel dileklerde bulunup,
Güzel yorumlar yazan.
Bazı insanları birkez görürsün
Sarılıp alnından öpesin gelir.
Bazıların binbir kere görürsün.
Her görüşte aman diyesin gelir ..
Her mecliste aynı,asla değişmez.
Sazan gibi atlar,fırsatın vermez
Sözlerini topla,on para etmez
Her defa geriden,gülesin gelir...
Şikayetim var,
Dinleyin dostlar.
Uzun yol otobüsleri
Vicdanı olmayan firmalar.
Her mola yerinde
Her yolcuyu kısmeti kadar soyarlar.
Bak Deden ta uzaklardan gelmişti.
O güzel yavruyu göreyim deyi.
O kara gözlerden öpmek istedi
Guzum zaman geçti gelsene gayri.
Bu aileye hoş geldin ömerim
Görmeye gelenden yokur haberin.
Allah sana sağlıklı ömür versin
Görmesekte olur bekleriz seni.
"Çok sevdiğim bir arkadaşa merhaba dedim.
"Merhaba mesajını gören arkadaş.
"Hanımını kaybetmiş
"Baş sağlığı diledikten sonra
"Sanki aklınıda hanımla beraber kaybetmiş.
"Başladı konuşmaya tutana aşkolsun,
"İçi yanmış.
Elazığ baskil ilçesinde doğmuş,
Gerçek Türk kahramanı gakkuş,
İzmir Adliye'sinde görev almış.
Nöbeti sırasında Adliye
Bir saldırıya uğramış.
Son mermisi kalana kadar,
İki gündür görüyorum,yönümü çevirip bakamadım .
İki satır şuraya ruhun şadolsun diye yazamadım.
Ellerim titredi,bir türlü kendimi toparlayamadım.
Tüğlerim diken,diken sonunda bu satırları karaladım.
Allahın takdiri ne yaparsın,bizden artık dua bekler.
Onu şimdi alıp bağrına bastı,yanındaki melekler.
Emrah'ın yazısını okudum dayanmazdı yürekler.
Allah rahmet eylesin,ruhun şadolsun güzel aslanım..
Toplandık dost arsında bir arkadaş
Dedi gel hele yanıma doğru yaklaş
Oturdum tam yanına,kuruldum bağdaş
Al şu sazı beraber çalalım gardaş?
Dostum hadi biraz sende saz çalsana.
Bir saza baktım,birde karşı adama
Senelerdir düşerdi benim aklıma
Haklısın ama artık çalamam gardaş
Herkes ona karaoğlan diye çağrır.
Çakı gibiydi,Tuttuğunu kopartan
Yolda yürürken dahi,
yerinde duramayıp zıplayan.
Henüz daha 15 yaşlarında,
Yeni yeni bıyıkları terlemiş
Kara kaşlı,kara gözlü,giyinmeyi çok seven,
Önündeyken yalaka
elin ovalar boyun büker.
Utanmasa sarılıp elin ,
yüzün ................öper.
Başka meclise varınca
horoz olup durmaz öter.
Ulan iki yüzlü
arkadan konuşan
şerefsizler !!!
Bir gün bakmışın kapanır sayfa.
Tükenmiştir bir yaşam daha.
Kapanır gözler.
Tükenir sözler.
Dağılıp gider.
Takip edenler.
Ama Şiirin Hası aynı yerinde.
Her Dostuna her kesime.
Dokunmayın benim kapıma.
Kilidim kapıda asılı kalsın
Sakın kırmaya kalkışmayın
Bırakın öylece kapalı kalsın.
Açmayın kapalı penceremi
Dokundurmayın kirli elleri
Silmeyin o kan lekelerini
Bırakın,bırakın lekeli kalsın.
Bu resimleri çok iyi ettin koydun.sayfana.
Tablo gibi resimler baksana.
İlerde daha çok lazım olur sana.
Bakar bakar gururlanırsın bu anılarına..
Hemde hatıra kalır çocuklarına.
Şiirin Hası
Gürün aşığı
İçimde canlı
Toprağı taşı
Akıllar şaşar
Dalgalar coşar.
Sel olup taşar
Gözümün yaşı.
Aldım başımı gidiyorum
Tabiki ayaklarımda benimle beraber
Yüreğim nereye sürükler
İşte onu bilemiyorum.
Belki ücra bir köşe
Belkide dönüşü olmayan yere
Belki baş döndürücü uzak şehire
Belkide kimse olmayan sakin bir köşe
Kısmet,bilmem nereye?
Hatırlarmısınız bir Muzaffer abi vardı
Kışın kocaman kar kuyusu kazardı,
Karları o kuyuda toplardı
Yüzüne saman saçıp,
yaza kadarda saklardı
O kardan dondurmasın yapardı.
Parayı babadan kapan çocuk
Muzaffer abiye kadar koşardı.
Almış köpeğini,çıkmış belediye parkına.
Kendi köpeğinden yavuz vardım farkına
Sen sus,Köpeğin havlasın Allah aşkına.
Şimdi bir işler açacaksın benim başıma.
Dedim pisletmesin köpeğiniz çimleri.
Dedi bu olay hiç ilgilendirmez sizleri.
Kılıç gibi keskin olarak sıraladı sözleri
Adeta bir panter gibi dikili verdi karşıma.
İki gardaş oturdular yan yana
Bir yıl önce dertleştiler saatlarca
Hasret kalıp amcamıda aldın yanına
Şimdi artık çok mutlumusun
ey Baba?!
Doğum günün amcam ile kutladın
Amcam ile sana hasraetliğim yolladım
İkinizede vallah bu dünyada doymadım
Amcama kavuştun huzurlumusun
ey Baba?!!
Bal idim artık akmaz oldum
Gül açmıyor kokmaz oldum
Eşe dosta yön verirken
Hiç birşeyden çakmaz oldum.
Nasıl güvenem yalancı dünya ben sana.
Garip ocağı söndürüp kül etmedinmi?
Hiç unutmadım daha dün gibi aklımda.
Mazlumu şerefsizlere kul etmedinmi?
Fakiri fakir yapıp,zengini şişirdin.
Zengin sofrasını dolup,dolup taşırdın.
Onları kuş tüğü yataklarda yatırdın.
Bizi bir eşek sırtnda çul etmedinmi?
Bu dünya bir alem gelde gör hele
Çoğuna bir hal oldu bozuldu denge
Ben kıyamazken elimdeki deyneğe
Kapı bocuları benzedi kuduz köpeğe.
Senelerce yonca arpa kattım yemine
Her gün sırtına bindiğim eşekler bile
Beni görünce sevinçten gelirken dile
Seninki eşek tekmesinden dahada öte.
Allah bir insanın sağlığını bozmasın
Dert verip dermanını aratmasın
Mevla kısa zamanda versin şifasın
Yanlış gözle bakan kullar utansın
Sadece düştüm ,dizim sakatlandı
İşte şimdi tanıdım gerçek dostları
Gardaş dediklerim kesti selamı
Acıyıp selam veren dostlar utansın.
Sana zarar veren her canlıyı
Ağaçsa dalını
İnsansa dilini
Kesmen gerekli
Sessiz kalırsan dayı
Zindan ederler hayatını
Verme,verme kimseye o fırsatı.
Birinin işini yapana kadar
Senden daha iyisi yoktur
İş bittikten sonrada etraflar
Yüzüne bakan birisi yoktur.
Doğru söze ne diyen olur
İyilik yaptın karşılığı budur
Geçer karşına it olup ulur
Hayatta bunlar gibi çoktur
Bu ne güzellik be?
-neler sakladın o güzel yüreğinde?
bunca belanın içindeyken
bunca çirkinlikler gölgesinde
etrafında bu kadar çöplükler varken
buda ayrı bir güzellik işte
.orda toprak eksilmez yinede
Bir pazar sabahının ilk ışıklarında.
Dinlenmiş bir beden,
Zinde bir beyinlen
Duramaz yatağında.
Tuvel onu beklerken.
Hemen fırça,daha sonra,
Her oltaya atlayan sazana.
Bedava mezar bulup yatana.
Deveyi hamuduyla yutana..
Ne diyem gerdaş söyle ne diyem?
Dertliyem gardaş vallah dertliyem ...
Siz Ordu yollarına çıktığınızda
Guzum meledim ardınız sıra
Tabi sizler duymadınız ama.
Kaç gündür göz pınarlarım kurudu
İçerlere girip gizli gizli ağlarken
12 sene önceki yalan gelir gibiydi
Telli duvaklı gelin giderken ..
Ben sabretmesini bilenim
Sonuna kadar sabrederim.
Çünkü hatrı vardır bazılarının.
Birisi benden desteksiz,
Hemde suskun ve sessiz.
Seni gördüğüme nasıl sevindim
Merhaba halaoğlu Halis gardaşım
Ulan hayat şimdi ben sana ne diyim
İnsanı eşinden dostlarından ayırdın.
Eskiden bir köyden diğer köye varırdık
Eşeklerle gidip hatır gönül alırdık
İcabında günlerce yatılıda kalırdık
Bu eskileride bizden alıp kaldırdın.
Sahibinin taşladığı kediye.
Her çocuk taş atarmış ANNE
Eğer sen atarken görmüşse.
Dertlerime dertler kattı
Ekmeğimi zehir yaptı
Düştüm elimden tutmadı.
Nankör bir insan evladı.
Düşerken çelmesin taktı.
Ekmeğim elimden kaptı
Yaktı ciğerimi yaktı
Nankör bir insan evladı.
Hep bana diye yontuyorsa keserin.
Beyin yoksa korkuluktur bedenin.
Bu dünyada yoksa birtek eserin.
Aklına yandım sana adam diyenin.
Kılamadıysan iki rekatlık namazın?
Ben değil,senin verilecek hesabın.
Bu müslümandı densin ise maksadın?
Varmı sana gelipte bir selam veren?
Bazı kendini bilmez dangalaklar.
Şiir sanıp defter kitap karalar
Ağzından etrafa salyalar saçar
Sade işi belden aşağı sallar.
Adam oldum sanıp konuşanlar.
Etrafa hep tepelerden bakanlar.
Karşısınnda görse dili duranlar
Büyüğüne küfrü hüner sanırlar.
Benim gözümle busun böyle bakarım
Duruşunda harika,sende gardaşım.
Kocaman yürekli canım arkadaşım
Ben dublemi tek,tek susuz atarım
Tökezleyen olursa ellerinden tutarım
Tebessüm edene selam çakarım
Aşk ateşiyle siğaramı yakarım
Ben bu dünyanın anasını satarım.
Gardaşım o nasıl duruş o nasıl bakmak
İki kaş arası olmuş sanki kızıl ırmak
Burunla istiyon bir yerleri bombalamak
Her şey düzelir üzülme olura bırak.
Senin ile yaptık ciğer ızgaraları
Kanatlar soslayıp üflemiştik mangalı
Beraber adımladık köyümdeki tarlayı
Beraberce aşındırdık nice yolları
Üzüm ekmekle belediye parkında
Etli ekmekler yenirdi ara sırada
Bonkerdi güzü yoktu parada pulda
Beraberce kıskandırdık nice kulları
Allahım bu nasıl bir dünya?
Bu nasıl asır.?
Erkeği özeniyor bayanlığa.
Bayanların hepsi kısır.
Çoğunun içinde yoktur çamaşır.
Çıkar caddeye sağa sola sırnaşır
Gidip çamur gibi insanlara bulaşır
Bir işe yaramaz aylak,aylak dolaşır.
Bir köyümüz vardı
Uzak çok uzaktaydı
İsmide gökçeyazı
Bizi değilde tüm ataları
Param parça yapıp dağıtmıştı
Babam sağolsun bir ev aldı bize
İlçenin mahallesinde
Şu karşıda oturmuş bardağına çay dolduran
(Kel) Abubekir Amcanın oğlu Ahmet Küçük.
Odun kırmış yorulup oturmuş.
Bir bardak çay içmek için.
Ben kendi bahçe kapısından içeri girdim.
Resmini aldım hala haberi yok.
Kafayı kaldırıp bir baktı .
Ey gülsoy ailesinin temel taşı, direği
Yüzü temiz ruhu temiz kocamandı yüreği
Kırmızı eti şiş kebap yapıp yemeyi
Tüm ecdat bu kardeşlerden öğrendi.
Yalnız gürün değil o yoldan geçeni
Hayran bıraktınız doğu batı bütün milleti
Nam saldınız yaydınız o güzelim lezzeti
Birisi İbrahim biri Adil işte bu iki kardeşti.
Ne bir zibil bırakır nede bir hışır.
Ne bulursa affetmez zulaya taşır.
İşi çok olan varsa başların kaşır.
Herkesi soydun yine doymadın Aşır.
Gece gündüz elleri cepte dolaşır.
Ne samanlıklar kalır nede bir ahır .
Ocaklık şayet boşsa dalmıştır tandır.
Aha oralardan ne aradın Aşır.?
Tövbe de hocam,daha yolun başında.
Nica hatıralar bırakmışındır o geldiğin yollarda.
İllaki ucu yanık aşk mektupları olmasada.
Çook ilginç şeyler vardır sizin dağarcıkta.
Hancı sarhoş yolcu sarhoş demiştin
Çaldın çağırdın isyan ederek gittin
Daha nice tele vurup söz diyecektin
Bu koca dünyayı sen erken terkettin
Şimdi olsaydın neler neler söylerdin
Sen gideli ne fırtınalar esti göreydin
Nice anaları ardın sıra melettin
Yürü çoban sürüde kurt var demiştin
Bak şimdi kaldık yapa yalınız
Ahmet kardeşten artık ayrıldık
Üç kişiydik aniden düştü sayımız
Ne güzel şendik yavaş yavaş azaldık
Biz bir birimize sarılalım sıkıca
Beraber yiyip içtik güldük yıllarca
Şükürler olsunki yüce mevlaya
O sayede biz birbirimize bağlandık.
Biz Güründe sade üç arkadaşdık
Arkadaştan da ileri sanki gardaştık
Daha neydi yeni atmışları yaşadık
Ecel aldı senide gardaşsız kaldık.
Öğle saatlarında haberin aldım
İnanmak kolaymı şakadır sandım
Ahmet sonunda bize bunuda yaptın
Çekip gittin bizide gardaşsız kaldık
O tepe ardında bir köy vardı
Oralarda arkadaşım yaşadı
Doğuştan şen ve şakacıydı
Bizlerle hep el ele dolaşırdı.
İsmin Kavak yolların çıkılmaz
İnsanları güzel vede hatırnaz
Arkadaş sen Mete Korkmaz
Nerdesin buralar sensiz kaldı?
Şehidim FEHMİ al bayraklara sarıldın
Ciğerimizi yaktın güzel evladım
GÜRÜN değil ülkemizi ağlattın
Ruhun şadolsun Cennet olsun mekanın.!!!!
Senin bukadar hırsın nedir be kasap
Seni gören canlılar ağlar birisi gülmez
Bir elinde satır diğer elinde masat
Bulduğu canlıyı keser fırsatın vermez.
En büyük düşmanı canlı gezendir
Bir kısmı böğürür diğerleri meleşir
İnsan ne kadar cani olsa insafa gelir
Hiç birine imtiyaz yok asla dinlemez
Bir yıldız daha kaydı.
Kimileri sevmezdi nedir bilmem maksadı?
Bana bir yanlışı veya zararıda olmadı.
Bilmiyorum kimin ekmeğini çaldı?
Kimin işini elinden aldı?
Kimi aç veya susuz bıraktı?
Bunlar cesaret, akıl, fikir gücüyle
İlçede medeniyet hizmet kültüre
Kavuşturmak gayreti ve emeliyle.
Hizmet yarışına girmişler Gürün'de
Birisi Kayseri, komşularımızdan
Diğeride gelmiş, Kahraman Maraş'tan
Biride evladımız, bizim topraktan
Dikkatle bakın, Gürün bu üçlüye.!!
GÜRÜN'ümüzün gururu,
Milli Savunma Bakanımız
Sn. İSMET YILMAZ beyin,25.dönem,
Meclis Başkanlığına seçilmesi.
Devletimize,milletimize ve de
Sivasımıza hayırlı olsun
ALLAH utandırmasın.
Hey koca adam !!!
Kaldır başını derin uykulardan
Kükre ,kükre büyük kahraman .!
Hiç bir örnek almamışlar.
Sizin gibi eşsiz babadan.
Bir haber sor etrafından?
Selam olsun
İki güzel insan
Biri kaymakam
Diğeri başkan
Yapılan hizmetlere
Şu güzel gülüşlere
Gürün insanı işte
Bu ikiliye hayran
Benim gibi uzakta olan
Güründe bir karış toprağı olmayan
Uçma becerisi olmayan bazan uçarlar.
Her uçanda kendisi uçtuğunu sanırlar .
Aslında bir kavağın gölgesinde yatarlar.
Kalkınca hepsi kendi gölgeleri sanırlar...
Hep kanadı olan uçacakmış sanmayın
Böyle söyleyenlerede sakın kanmayın
Uçamıyorsan hemen angaraya uğrayın
Angarada kanatsızlara kanat takarlar...
Aha yine şeçim geldi bakarım
Uzaktan uzağa süzer kararım
İş yapana değil asla sözlerim
Buna layık olan hepsine derim?
Dünyalar vaatle çıkar meydana
Murçla sökülmez yapışır koltuğa
Gösteriş sığınır Peygamber,Allah'a
Böyle sahtelere müslimmi derim?
GÜRÜN güllerinden ASLAN'ımız vardı,
Aslanların aslanıydı...
GÜRÜN'den geçen yocuların hepsi tanırdı
Otobüslerin mola yeri dutlu pınardı.
Yolcular iner, Pala Mahmut emmi koku sıkardı.
Eryaşar emmisinide almış geliyor.
Hacı Murat nerelerde diye soruyor.!
Ardındanda uzun uzun nara atıyor.
Hacı Murat nerelerde diye soruyor.!
Hemen kaybolsun olduğu yerden.
Yoksa alırım sopaları onun elinden.
Ne alıp veremediği varmış benimlen?
Hacı Murat nerelerde diye soruyor.!
Offf açılmaz olmuş dudak ve gözler
Kimin kim olduğunu bilmeyiz bizler
Örtün üstünü bu dünyada üşümesinler..
Güllerimizin bir dalı olsada düşmesinler!!.
Baktım Hacı Muratı gördüm üşüyor .!!!!.
Bakışları sanki sıcak bir yuva arıyor.
Geçen gözlere nasıl içten bakıyor
Bunlar Allahın bizlere verdiği güller.
Kocasından habersiz paraları sakladı
Bunları bensiz nidecektin hey deli garı
Arkalarından kesildi üçer tane sıfı
Zamanı geçti tedavüldende kalktı
Şimdi sensiz kutluyoruz tüm yaşını.
Eledin Sivas toprağını taşını,
Yoksanda ismin kalbimize kazındı
Kendini doğaya adayan ozandı.
Aşık veysel yıllarca çaldı sazını.
Anlattı Sivas'ın bahar,yaz kışını.
Öğretti dağlardaki canlı aşkını.
Hemde nakış nakış işleyip tanıttı.
Böyle değildik biz eskide
Omuzlar dikti
Göğsümüz kabarıktı
Kim ne konuşsa
Kimin aklından neler geçse
Radar gibi alır
Benim bir kardeşim vardı
Anam belinden duta bağlardı
Akla gelmez yaramazlık yapardı
Ayakkabıları dut kazanına atardı
Üç çocuk vardı emekleme çağında
Herkes cırıt atar bahçe damında
Ama bizimki topukların avında
Yakaladığını topuğundan kapardı
İnan aklı yetipte
Gücü yetmeyişi
Ne kadar kötü değilmi
Düşünsene olacak bitane gemi
Ak deniz sularına dalacan
Hayali bile güzel lan
Yazarım
Ben bildiğimi yazarım
Benim bilmediklerimi yazanın
Kalemine saygı duyarım
Hörmet duyarım
Benim açım ters açı
Ver paltomu üşüyorum
Dokunsanız düşüyorum
Ben hiç böyle değildim
Noldu bana şaşıyorum
Kar üstünde yatariken
Yorgana tekme atariken
Rüzgara caka satariken
Ağustosta bile üşüyorum
O karaoğlan değilde
Bir kara devdi !!
Yalnız bizler değil
Onu dünyalar sevdi.
Bilmem bir daha,
Öyle bir lider gelirmi?
Kıymet bilinmedi
Gençliğiyin kıymetini bilmezsen.
Geleceği zamanında Çözmezsen.
Düz gidip hiç arkaları görmezsen.
Sırtının üstüne kaydın arkadaş.
Evinde oturan maskot olursan.
Konuşmaya şayet fırsat bulursan.
Ölmeden yardıma muhtaç kalırsan.
Kalan günlerini saydın arkadaş..
Köyde bir bekçimiz vardı,
Kulaksız mevlüt adı
Yoktu kulağının yarısı
Herhalde ordan almıştır bu ismi
Allah yinede esirgemesin rahmetini
Fırıldak koymaz çevrir
Her şeyi o çalar
Ama köyün bekçisi
Aşın derdi işin derdi.
Düşmanların seni gerdi.
Taşınmayan dertler verdi.
Doldur içeri içeri...
Bu sözleri itler yemez.
Tokatlasan gücün yetmez.
Cevaplasan sözün geçmez.
Doldur içeri içeri...!
Şimdiye kadar
Mesafeler katettin
Çok uğraş verdin
Gezdin dolaştın
Medyaya ders verdin
Allak bullak ettin
Herkesi sana hayran bıraktın
Tepeleri salladın
Yolun açık olsun
ACUN
Kavgasız birgün geçsin nolursun.
Ya sabır çeke çeke yoruldum..
Hep karşısında elpençe durdum .
Sırtımda tuta tuta yoruldum...!
Bitmeyen kapris yine başladı.
Dilde tüğ bitti tükrük kalmadı.
Şarkıdan anlar dedim olmadı.
Ben sazı çala çala yoruldum.
Buna biz allah vergisi deriz
Konuyu alır
Önce yüreğimize
Nakış nakış işleriz
Ben görmedim gören varmı?
Çıkmaz yolların kavşağı?
Küçülme korkmadan dik dur !!!
Olma güçlülerin uşağı..