Gökpınara gidince aslında bizler
Turkuaz mavisine gör neyi söyler
Dudaktan dökülen nameli sözler
Orda herkes aynı şarkıyı söyler.
Yolboyu tohma çaya bakarken
Aynalı sazanlar takla atarken
Dostlar birbirine selam çakarken
Dostluğa yapılan katkıyı söyler.
Şuğul kanyonunda hizmet bekliyor
Güründe dönen çarklar tekliyor
Bu kantar yüklenen yükü çekmiyor
Endişeli gözler kaygıyı söyler.
Sayısı belirsiz bahçeler vardı
Yeşili bitirdik betonlar kaldı
O yeşillik gürün için bir candı
Mevla yeşilliğe saygıyı söyler.
Sanırsın güründe arsa kalmamış
Mütehhitler bahçelere damlamış
Yapılan yerleşim temelden yanlış
Atalar bizlere gör neyi söyler.
Kısa yoldan dönün yeter bu kadar
İlçeyi mahvetti verilen zarar
Hatırlatır bunu size Özpınar
Nacizane düşen algıyı söyler.
Şair: Süleyman ÖZPINAR. Şiirin hası
10,08.2024
Çakşurdan gelirdi çulfa sesleri
Şıkır şıkı şal dokurdu Şevket emmi
Güründe her yer cennetti sanki
Her semtinin ayrı ayrı töresi.
Birbaşkadır gara dutun şiresi
Huzur verir tohma çayının sesi
Çayboyunda vardır çörek şöleni
Her çöreğin ayrı ayrı lezzeti
Karatepe terzioğlunun arası
Bilmeyenler bilsin Gürün burası
Ayrı kalmak gurbetçinin yarası
Gelenlere zordur geri dönmesi.
Kirazlı indi bahçelerin içine
Bahçelere yazık dönün geriye
Atalar yapmış evi dağa tepeye
Ataların size vardır tepkisi
Bahçeler var yeşilinde yeşili
Ağaçlarda salkım salkım meyvesi
Dallarında öter kumru serçesi
Tüm kuşların ayrı ayrı ötmesi.
Anı tazeledi yanıma gelen
Bülbül dile geldi sorunca gülden
Daha yeni geldim o güzel yerden
Bak işte yeniden göresin geldi.
Böyle gördü Özpınar ın gözleri
Sakın incitmesin bazı sözleri
Yazın burda İstanbul’da güzleri
Her görüşte bir başkadır neşesi.
Şair: Süleyman ÖZPINAR
Şiirinhası 16.05.2024
Soy bir şah elması ,afiyet olsun
Kaysılar kirazlar sırayla gelsin
Servis tabağına özenle konsun
Meyve dolup taşmış yiyenler gelsin.
Sıra sıra bahçe asma üzümler
Genç kızlar oturmuş yaprak dizerler
Binbir dertleri var bekler çözümler
Dertlere bir çare bulanlar gelsin.
Domates bademin kokusu geldi
Derde deva dutlar dalından yendi
Tandır ekmeğiyle çökmek hani?
Ekmeğin koluna takanlar gelsin
Yoğurt tabağına pekmez dökerler
Nohut tarlasından dumanlar tüter
Sanırım orada fitil üterler
Nefis kokuları alanlar gelsin.
Neler hazırlamış Özpınar size
Bir maşallah deyin gelmesin göze
Bunların hepisi doğal ve taze
Gürün yollarını tutanlar gelsin.
Şair;Süleyman ÖZPINAR
Şiirinhası 09,05,2024
Şairler sazında gürün
Her gün gelir akla gürün
Genç kız gibi nazda gürün
Sakın şaşma orda gürün.
Güründe kalmak bir aşktır
Burda olmak bir sevdadır
Orda yaşamak bir şanstır
Bana hasret kalma gürün.
Beylerine dayı dedik
Bayanlara bacı dedik
Yaşlısına hacı dedik
Koşarak gel burda gürün.
Selamolsun eşe dosta
İçimden geliyo koşma
Bütün yollar bize rampa
Bana rampa olma gürün
Aha şurda ne galdıki
Önce yapalım seçimi
Torunlar öpsün elimi
Sonra gelem sana gürün
İşte geldi yine bahar
Valizini al özpınar
Gitmeye verdiysen karar
Artık hedef nokta gürün.
Şair:Süleyman ÖZPINAR
07.04.2024 Şiirinhası.
İstanbuldan veya başka biş şehirden
Çıkıp uzun süre direksiyon başında olanlar
Malatya Elazığ gibi1000_12000 km uzaktaki
Memleket yolu tutanlar
Yollarda hep oturup dinlenecek
Nefis bir çay içecek
Birazcık kendine gelecek yer ararlar
İşte o zaman Gürün çay evi
Yusuf Coşkunun yeri.
Karşılarına çıkar.
Malatya'ya 200 km hemen yol kenarı çarşı içinde
Tel çaldı,oğlumdu telin ucunda
Uçak biletiniz almak geldi içimden
İstanbul havalanından Malatya
Sevinçten ağlamak geldi içimden.
Açtım telefonda çifte telliyi
Hanım bana derki herif delirdi
Sen olsan nedersin yetti be gayri
Sevinçten oynamak geldi içimden.
Dokuz aydır ayrı kaldım yurdumdan
Bıkıp usanmıştım gurbet kahrından
Aylarca bu hasretliğin ardından
Sevinçten naratmak geldi içimden.
Gürün’e sanki özenmiş yaratan
Daha ne işterim yüce mevladan
Böyle bir toprak kalmış babadan
Fatiha okumak geldi içimden.
Memleket aşkıysa ben buna derim
Tatil için tercih gürünü seçtim
Çünkü orda ağ’in suyunu içtim
Üç ay burda kalmak geldi içimden.
İki ay oldu güründen geleli
Sanki aradan senelermi geçti
Vallahi o kadar özlemişimki
Kişta olsa kaçmak geldi içimden.
Şu kış günü gidip sobayı yaksak
Fırtınada üç beş patates atsak
Yoldan geçen dosta selamı çaksak
Kucaklayıp sarmak geldi içimden.
Özpınarda bu toprağın çocuğu
Burnuma tüter tere yağı bulguru
Diz boyu olsana yolun çamuru
Gürün deyip koşmak geldi içimden.
Şair: Süleyman ÖZPINAR. Şiirinhası. 11,11,2023.
Doyulurmu doyulurmu?
Gürüne hiç doyulurmu
Sanmayın bir gece kondu
Burası atamızın yurdu..
Gardaş gibi dostlarım var
İple çeker bizi bahar
Burcu burcu kokar dağlar
Bura babamızın yurdu..
Koca bir yaz gelip geçti.
Yurdun seven gürün seçti
Yiyip içtik tatlı ekşi
Bu sofrayı dostlar kurdu..
Tekrar görmek nasibolsun
Seven birbirini bulsun
Anılar masaya konsun
Döksün içindeki kurdu..
Tanımayan kim varsa tanısınlar
Burası gürün’dür buyurun dostlar
Toprağı sanki ana gibi kokar
Burası gürün’dür hazbulun dostlar.
Kurumuş yeşili kalmış kel dağlar
Zümrütten örülü karşı kayalar
Her mevsimi ayrı kış ile bahar
Burası gürün’dür koşturun dostlar.
Ekmekleri yenip suyu içilir
Tatil için her yıl gürün seçilir
Her ferdi sizlere Önder elçidir
Tatili neşeyle doldurun dostlar
Yoncalıktan girsen tıhmına kadar
Göz zevkine uygun seyirleri var
Gökpınar gözükmez dağları saklar
Dağları aradan kaldırın dostlar.
Bir şuğulu varki görmeyi değer
Gece balık tutsan ellerde fener
Göller vardı göller çocuklar çımer
O gölleri artık buldurun dostlar.
Özenip yaratmış seni yaradan
Daha ne isterim yüce mevladan
Böyle bir memleket kalmış atadan
Ruhlara Fatiha okuyun dostlar.
Özpınar ‘ın kaynakları gürün’de
Akar gider gölekleri derinde
İstenen herşey yerli yerinde
Burası gürün’dür şenolun dostlar.
Şair:Süleyman Özpınar.
16,09,2023
Sevgiler saygılar güzel insanlar.
Sivas Gürün ilçesi 2,717km2 toprağa sahip
Çok büyük ve şirin bir ilçeyiz
Ama biz halen bunun bilincinde değiliz
Burda yapacağımız binalarımızı
Gürün yerleşim alanımızı
Genişletmek ve moderin çağa ayak uydurmak için
Başka çarelere baş vurmayıp inatla bahçelere giriyoruz.
Irmak kenarları bağ bahçe ortaları
Daha önceleri sel suları ve o selin getirdiği
Kum çakıl ve çeşitli tortuları getirip yerleştirdiği alanlardır.
Kış gelince karlar yağar
Hasreti çok canlar yakar
Yaş gözlerden durmaz akar
Bekliyorum gelsin bahar
Bu hasretlik gürün için
Tatil deyip gürün seçin
Tüm canlılar olsun elçin
Yaz boyunca gitsin bahar.
Bazı dostlar vardır Gürün'ü sevmez
Yazdım bir kez bunu silemem artık
Cennette yaşarlar kıymetin bilmez
Buna başka bir şey diyemem artık.
Doğduğun topraklar nasıl sevilmez
Yumurtadan çıkmış kabuk beğenmez
Yarım asır geçmiş Bir kere gelmez
Başka bir kelime söylemem artık.
Gelmek kolay dönüşü zor
Giderken gel bana bir sor
Kalbe düşen dumansız kor
Yakar kalbi her gün yakar..
Gece yakar gündüz yakar
Ben beklerim gelmez bahar
Her nefeste hasret katar
Yakar beni her gün yakar.
İşte benim yara deşildi gayri
Elimden düşürmem defter kalemi
Hayal'i geç zaptedemem düşleri
Gece sunar bir acı kahve gibi..
Bir gece köydeyim bir gece şuğul
Benim canım artık köy ister oğul
Köyde bir düğün var çalıyo davul
Sanki ora bizim mahalle gibi.
Özpınar toplamış gurbet çeyizi
Bahçelerin bitmiş elma cevizi
O güzel ilçemin her köşesini
Dolaşmak isterim pervane gibi..
Şair Süleyman Özpınar.Şözeri.01.11.2022.
Biz buraya deriz gürün.
Dünü neyse aynı bugün
Böyle memleketle öğün
Türkiyede başta görün..!
Ah o gürün ah o gürün
Hele birde gelip görün.
Kıymalı ekmeği dürün
Ah o gürün ah o gürün.
Tandıra pattesi gömün
Isbanak çörek büşürün
Kar yağsında ben üşürüm.
Hele birde kışta görün.
Yazı başka kışı başka
Kışın ister başa şapka
Soba yakan gelir aşka
Hele birde aşkta görün.
İlk baharı cennet gibi
Hayat verir kuş sesleri
Özpınarın bu sözleri
Her yönüyle başka görün.
Şair:Süleyman Özpınar.Sözeri.01.11.2022
Gürün bizim vatanımız
Dağıldık hep sağa sola
Ne baba var ne anamız
Anıyoruz yana yana..
Yanıyoruz vatan için
Bahar gelsin yap bir seçim
Ağlıyorsun için için
Gözünde yaş damla damla
Sülen bize neler oldu?
Bu hasretlik içe doldu
Bahçendeki güller soldu
Su veren yok kana kana..
El eleydi ellerimiz
Yan yanaydı evlerimiz
Tek olsaydı ekmeğimiz
Yrdik onu doya doya..
Hep yollarda kaldı gözüm
Mevlam bulacak bir çözüm
Tükendi kalmadı gücüm.
Gurbet êlde kala kala.
Daha yaza çok günler var
Ailecek verin karar
Oyun bozmasın çocuklar
Tolanalım hep yan yana.
Erken gelen soba kursun
Leğende hamur yuğursun
Fırına kömbeye koysun
Yiyelim hep bana bana
Geçsin ramazan bayramı
Kullan seçimde oyları
Toplayıp gel bavulları
Kollar açık gel vatana.
Bu gürüne gel çağrısı
Tm olunca dut kaysısı
El tutar emmi dayısı
Haydi burdan söz ver bana.
Bu sene denizden vaz geç
Tatil için gürünü seç
Pas tutmuş kilitleri aç
Duacı olsunlar sana.
Tatil için gürüne gel
On gün kalsan ömre bedel
Burda hayat gör ne güzel
Gelde kavuş dostlarına
Gezelim şuğul gökpınar
Meyve dolu her bahçalar
Başka yöne verme karar
Gez güzelim bahçe bağda.
Tohmamız var deniz yoktur
Çok muhabbet sohbet boldur
Gelmek için yol uzundur
Değmemi bu uzaklığa?
Yaz olunca hekes gelir
Tüm dostları selam verir
Sede yönü bura çevir
Gel şahit ol insanlığa
Ataların burda yatar
Sor bir kere ne haldalar
Her gün sizden dua sorar
Gelde kavuş atalara.
Bahçen hep kurudu geçti.
Evin taştan ve kerpiçti
Çatı yoktu yağmu çekti
Çadır serseydin bu dama
Eski deyip satma sakın
Köye dönüş sanki yakın
Eski baba tarzı takın
Tamirine başlasana.
Baba malıysa tu kaka
Satmışsa babadan kalma
Sende satıp pişman olma
Hele bir sor satanlara.
Ağaç diken evi yapan
Toprağına terler katan
İşte o senin öz baban
Nolur onu hiç unutma,
O melek imzayı vermeden.
Seni hasretle bekleyen
Sana kırk yalan söyleyen
Mütahitlere aldanma.
Sözeri sözünü söyler
Gurbetteki bütün beyler
Erkek gibi bir söz ister
Gidelimmi hep kol kola..
Özpınar yaşayıp gördü
Hem dünü hemde bu günü
Burdadır hayatın tümü
Güvenme baban olsada..
Şair:Süleyman Özpınar.SÖZERİ.
05.10.2022.
Gürün'den geldik aha
Hemen girdik İstanbul moduna
Saat 11 e kadar yat
Saat 11 de kalk
Saat 12 de kahvaltı yap
Önüne gelir bir torba hap
İster içte öl
İstersen içmeden öl.
Aha kalktın nedecen?
Sanki çarık giyip çüte gidecen
Her zamanki gibi
Bakacan18.kattan aşağı doğru
Seyredecen çoluk çocuğu
Keşke türkçe konuşan olsa
Anladığın bir kelime gelir kulağa
Kimisi Mısır'lı,Kimisi Yemen
Birine yanlış söz söylemem
Hiç birini asla hor görmem
Onlarda bizler gibi bir insan
Şu dünyada yaşamaya çalışan
Hep itilip kakılan
Sudan bahaneli savaşlarnan
Yerinden yurdundan uzaklaştırılan
Bazı şerefsizlerin kurbanı olan
Bu insanları gördüğümde
Bin kere şükür bizim bu günümüze
İstanbulda günler şimdilik işte böyle
Daha 10 ayımız var geride
10 ay sonra bahar gelecek diye
Bekleha bekle
Tabiki ömrü yetene.
Kısmet diyelim
Ve beklemeye devamedelim
Sizlerin olsun sonsuz saygı ve sevgilerim.
Saygı değer güzel hemşerilerim.
Şair.Süleyman Özpınar.Sözeri.
13.09.2022.
İşte geldi ağustosun son demi
Bitti aşkla gürünümün gündemi
Közyok gayrı ateş söndü küllendi
Artık vedalaşma zamanı geldi
Toplandı eşyalar doldu valizler
Kaysı,dutlar bitti kaldı cevizler
Torun torba artık yolumuz gözler
Onlara ulaşma zamanı geldi.
Tüm eşyalar kargolara dağıldı
Elde sade birtek çantalar galdı
Şimdi yolumuz Malatya havalanı
İstanbul’a uçma zamanı geldi.
Sağ selamet bu sezonu geçirdik
Ağız tadıyla Eylül ayınıda getirdik
Eş dost neşe ile yazı bitirdik
Dönüşe el açma zamanı geldi.
Sözeri baharı bekleriz gayrı
Dokuz ay dostlardan kalırız ayrı
Size Özlem duyar garibin bağrı
Dostlara kavuşma zamanı geldi.
Şair:Süleyman Özpınar. Sözeri.
Gürün’ü sorarsan serin yayladır
Geleni güldürür giden ağlatır
Hele bir sorayım nasıl hal hatır?
Sabah gitsem akşam göresin gelir.
Yazlık,kışlık aynı bana yetersin
Herkesi gurbetten sana çekersin
Çözemedim sırrı nasıl bir yersin
Hem hayal hem rüya göresin gelir.
Dolu zaten almaz,boşlarsa dolmaz
Atılan ilmikler yerini bulmaz
İstenen imkanlar elinde olmaz
Geldim amma geri dönesin gelir.
Bir iş için davetiye verildi.
Tansiyon yükselip sinir gerildi
Geldim amma mecburiyet gibiydi
Kısa günde geri gidesim gelir.
Memleket ateşi içimde sönmez
Gürüne seslendim bir bana gelmez
Ne kadar uzakta olsam farketmez
Uzaktan uzağa sevesin gelir.
Sözeri sözünden sakın ha cayma
Sevgili dostlarım kusura bakma
Acı söz söylemek hiç sevmem amma
Gürüne söz edeni dövesim gelir.
Şair:Süleyman Özpınar Sözeri.
09,09,2022,Cuma.
Bu gün bizim êller duman.
Halların sormaya geldim.
Hasret kokar buram buram
Hasrete doymaya geldim.
Şurda üç beş günüm galdı
Gözler uzaklara daldı
Kalpler hasretinle yandı
Dostları görmeye geldim:
Canımın cananı yurdum
Bir kış boyu hayal kurdum.
Uçan guştan seni sordum
Üçbeş ay kalmaya geldim..
Gidiyorum yollar uzun.
Orda gardı yavrum guzum
Burda geçsin bu yıl yazım
Dostları sarmaya geldim.
Şai:Süleyman Özpınar.SÖZERİ.04.0705.2022.
Özlemişim memleketi
Yüzelli gün kaldı işte
Hiç sevmiyom bu gurbeti
Gönlüm hasret doldu işte..
İçim yanar aklım şaştı
Gün geçtikçe sabrım taştı
Bu telaş hep Gürün aşkı
Hasretin kalp deldi işte..
Senin kıymetini bilenler bilir.
Hele bir ah çeksen yağların erir
Aklına gelende kırılır zincir
Koymuşsa kafaya aynı gün gelir..
Hayeller kurupta rüya görmüşse
Eskileri ilmik ilmik örmüşse
Beşle çarpıp on parçaya bölmüşse
Bırakmaz yarına aynı gün gelir..
Gurbet yakar bağrı ateşi sönmez
Düşünür sılayı hiç yüzü gülmez
Buluşacak günün fırsatın vermez
Dost basar bağrına aynı gün gelir.
Şair:Süleyman Özp.
ŞiirinHası.23.09.21.
Yiğit desen Derya deniz.
Gürün dolu insan piri
Soyu asil kanı temiz
Güründe var insan piri
Yiğitlerin harman yeri
Gel gürüne haydi haydi....!
Bir yürek var mangal gibi
Güzeller var sanki peri
Hepsi gardaş dayı emmi
Gürün dolmuş insan piri
Yiğitlerin harman yeri
Kal güründe hayli haydi. ....!
Davul zurna her gün çalar
Çirtik çalıp oynar kollar
Gelip gören kral sanar
Güründe var insan piri
Yiğitlerin harman yeri
Kal güründe haydi haydi....!
Şair:Süleyman Özpınar.
Şiirinhası.12.08.2021.
Kalpten bağlı gardaşlarız
Sizlerle gurur duyarız
Değer yirmidört ayarız
Gürün’lüyüz biz buradayız..
Üye yirmi üçbin oldu
Güzel insanlarla doldu
Gerçek sohbet burada buldu
Gürün’lüyüz biz buradayız..
Cığıl cığıl gençlik doldu.
Boş dallara kuşlar kondu.
Emmi dayı bizim oldu.
Gürün’lüyüz biz buradayız..
Toprağımın adı başka.
Yoldan geçen gelir aşka.
Sen tacımsın benim başta.
Gürün’lüyüz biz buradayız..
Say istersen otur şurda.
Yanlış insan çıkmaz burda
Bazı zevzeklerden başka.
Yanlış insan çıkmaz burda
Al listeyi baştan başa
İster çıkart ister topla
Bazı gerzeklerden başka
Yanlış insan çıkmaz burada.
Biz buraya deriz gürün.
Dünü neyse aynı bugün
Böyle memleketle öğün
Yanlış insan çıkmaz burada.
Şair:Süleyman Özpınar.
ŞiirinHası.27.12.2020.
İşte geldi yine bahar.
Gör atanı gel Gürün'e
Her tarafta güller kokar.
Gör vatanı gel Gürün'e.
Koronadan kurtulalım.
Hasret kaldı hep kollarım
Doyası bir sarılalım
Aç kolları gel Gürün'e
Çoluk çocuk bahanetme.
Sudan bahaneler örme
Bu senede deniz görme
Kap çantanı gel Gürün'e..
Her yöreden dostlar geldi
Göçmen kuşler suya indi
Her köşemiz cennet şimdi
Kur sofranı gel Gürün'e
Gökpınardan suyun aksa
Huzurlusun karnın toksa
Hiç kalacak yerin yoksa_?
Kur çadırı gel Gürün'e.
Her gün bize baş tacısın
Abi gardaş ve bacısın.
Hahçemizde gül ağaçsın
Gör hatırı gel Gürün'e.....!:
Şair:Süleyman Özpınar.
ŞiirinHası.04.11.2020.
Bunların hepsi
Gürün'ün gülleri.
Büyüğü küçüğü
Yüzde doksanı gürünlü
Gürününde gülen yüzleri.
Birçoğunu kaybettik.
Bazılarının cebinde yok metelik.
Kiminin ayakkabısı delik.
Kimisinde var sadece bir terlik.
Bunlar yardanın emaneti bizlere.
Kimilerininde anıları var hepimizde
Bir pala mahmut veya Behzat dede.
Mesala divane Hacı Mehmet emmi.
Kimse unutamaz Corcu Halil'i.
Bunlarda gürünümüzün gülen yüzleri.
Kaybettiklerimize Allah rahmet eylesin
Şu an hayatta yaşayan güllerin
Ömürlerinin uzun sağlıklı olmasını dilerim.
Önce Allha.sonra Gürün halkına
Emanet olsunlar derim..
Saygılarımla.
Benim öyle bir memleketim varki.
Dünyalar verseler değişmem seni
Kement'le bağlanmış köleyim sanki.
Çarmığa gerseler değişmem seni..
Dağında yetişen tek bir çiçeği.
Taş başında öten yavru kekliği.
Göleğinde yüzen yeşil ördeği..
Kanıma girseler değişmem seni..
Bakan gözler bir dost arar.
Bir dostluk var akla zarar
Kol açılır beden sarar
Sara bilsen ömrün uzar.
Haydi dostlar geri dönün.
Gel gör tanı bura Gürün.
Hele birde gelip görün.
Bir yıl kalsan ömrün uzar.
İkinci kuşaklar gelsin.
Bura ata yurdum desin.
Isbanaklı çörek pişsin.
Bir koklasan ömrün uzar.
Sen bilmezsin baban bilir.
Gürün dersen yağı erir.
Petekte bal akala gelir.
Baldan tatsan ömrün uzar.
Yık bendini ak ÖZPINAR.
Suyun gözesinden kaynar.
İçenler hep zemzem sanar.
Bir tas içsen ömrün uzar..
Şair:Süleyman Özpınar.
11.05.2020.ŞiirinHası.
Şu gürün’ün sevdasıyla aşkıyla.
Bu garip’te yanıp gitti desinler.
Hiç gerek yok fazlasına coşkuya.
Bir garip’çe gelip geçti desinler.
Yazıp çizdi Gürün için her şeyi.
Göz önüne serdi bağı bahçeyi.
Ayırmazdı asla gündüz geceyi
Mum gibi eriyip bitti desinler
Böyle gerçek bir dost bildi bizleri.
Hep gülerdi dosta bakan gözleri.
Zıpkından acıydı bazı sözleri.
Birkaç kalbi delip geçti desinler.
Özpınardan suyu içer kanasın.
Susuz kalma güneş vurur yanarsın.
Tomurcuksun hiç açmadan solarsın.
Bu zorluğu bilip seçti desinler.
Şair:Süleyman Özpınar.
01.05.2020.Şiirin Hası.
Gürün'ün hep eski halini
Hayellerim sanki bir rüya gibi.
Nedenini pek bilmem ama,
Şimdi bizlerde evde karantinada.
Eski yeni hayal kurmakta.
Ne hale koydun bizi.
Ulan şerefsiz korona....!
Hasret goydun eşe dosta.
Uzaktan bakar olduk çoluk çocuğa.
Bürünüp geldin görünmez bir postla.
Hiç tanımaz zengin veya fukara.
Allahım nolur yalvarırım sana
Başımızdan gitsin artık bu bela..
s.özp.
Gürünü özleyen gelsin.
Gül koklama zamanıdır.
Bir sıla-i rahim dersin..
Dost yoklama zamanıdır.,
Tohma çayı akar gider .
Gürün'ü ortadan böler.
Bahar geldi açar güller.
Tam koklama zamanıdır..
Bulgura unu özenle katarız.
Kurutulmuş kemikli et atarız.
Sulanmış sumak ekşisi sıkarız.
Gürün'de ekşili köfte yaparız.
Bir of çeksem çarşıbaşın yıkarız
O köfteler tek tek elnen yaparız.
Her birine gerçek sevgi katarız..
Gürün'de köfteyi böyle yaparız...
Yeşil Gürün'ümün yeşili noldu?.
Betonda sığırcık ötmüyor artık.
Eskiden meyvemiz nasılda boldu.
Çatılarda meyve bitmiyor artık..
Ey mübarek dostum,güzel insanlar.
Ataların düşün yapma bu kadar.
Yapılanı görsün mezardan kalkar.
Hiç kimse yalanı yutmuyor artık.
Arkadaş uzun senelerdir İstanbuldaydı.
Burdan sıkılıp tekrar gürüne taşındı.
Vurrmuş vurmuş Gürün ayazı.
Şimdi üşümüş basıyo avazı
Bizler alışmışız taa önce.
Dolaşırdık gündüz gece.
Ayazı kışı sanki eğlence.
Unuttuk zaman geçince.
Bu kış sende alış üzülme..
Ben köyüme gidiyorum.
Sağ selamet kalın dostum.
Hepinizi özlüyorum.
Mutluluğa varın dostum
Otur şura bağdaşı kur.
Mızrap'ı bam teline vur.
İşlesin kelbime nolur.
Yanık yanık çalın dostum.
Bizim gümüşlükler kırıldı düştü.!
Param parça olup dağıldı yürü.!
Orayı bırakıp gelmek çok güçtü.!
Gelip geçti rüzgar sanıldı yürü...!
Adalardan geçiş şuğul kanyonu.
Buz gibi gökpınar yapar banyonu.
Memücü başından karşı terzioğlu
Dağdan dağa adım atıldı yürü..
Gürünü anlat bana.
Ben gölerimi yumduğumda,
Nasılda şimşek çakardaı.
Şuğul tarafından yağmur yağdığında..
O yağmur damlacıkları toprakla buluştuğunda,
Nasılda kokardı?
Buram buram Gürün tadında….!
Anlat sen anlat.
Bakma benim gözlerimin kapalı olduğuna..
Ben seni duyabiliyorum.
Güründe bir zaman yaşarsın .
Bu bir tür bağımlılıktır aslında.
Önceleri farkına varamazsın .
Bir bakarsın Gürün düşer aklına.
Bir daha unutamazsın.
Daha sonraları
kemirmeye başlar. içten içe
Aynı fındık kurdu gibi.
Her Gürün lafı geçtiğinde.
Karadoruk karadaşın kekiği
Her gün hatırlatır bana sizleri
Sularbaşı topaktaşın kekliği
Her gün hatırlatır bana sizleri.
Telin yapar ısbanaklı çöreği.
Çayboyunda yenir içli köftesi
Gurbette garibimin dert çekmesi.
Her gün hatırlatır bana sizleri..
Aşığım ben bu Gürün’e deli gibi aşığım.
Daşına ,toprağına,
Bir kaysı dalında öten kuşuna.
Yerlerde gördüğün çörüne çöpüne.
Bakkalda çökelik dolu küpüne.
Çobanın keçiden sağdığı ,
bir cingil keçi sütüne.
Aşığım ben aşığım Gürün’ün her şeyine.
Kahvede oturan Hasan emmiye,
Gürünlü olupta kim bilmez.
Bahçelerde halayın en güzeli çekilir.
Halayın sonunda sinsin oynamaya geçilir.
Sonra gidip kız evinden gelin alınır.
Keklik pınarına kadar gidilir
İşte halayın kıralı orda çekilir.
Naralar atılır silahlar sıkılır.
Geri dönüldüğünde gatıklı çorba hazır.
Etli bulgur pilavı yanında gelir ve düğünü bitirir.
O ne şimdi Gürüne karmı yağdı?
Örtememiş bile daşı toprağı.
Şöyle gitte gör 40 yıl önceki karları.
Valla dağı taşı sanırsın yutardı.
Yol kalmaz iz bulunmazdı.
İnsanlar evinden dışarı çıkamazdı.
Tuvaletlerin yolunu bulup tuvalete çıkamazdı.
Tuvaletler o zamanlar dışardaydı
Bu soruna artık nolursunuz bir çare,
Bu iş için gelecek o altın ses nerde?
Girmeyin şu bağ,bahçe yeşilimizin içine.
Güründe dağ taş gırılıp bittimi be...!
Atalarımızın yetiştirdiği meyvelerin suçu ne?
Bitiyor artık yeşil Gürün'ümün yeşili soldu.
Dalı göklere ulaşan cevizlerimiz vardı hani noldu?!
Karlar altında sen daha güzelsin.
Tanımadım gelinlikmi giymişsin.?
Kar altından çiçeklerin yeşersin
Biliyorum sen bir ömre bedelsin...!
Havalar bulutlu etrafın sisli.
Aşk ile eserdi rüzgarın sesli.
Bu güzel kokular karanfil sanki.
İsterim günlerim o köyde geçsin.
Sivas'ımızın her ilçesi güzeldir.
Her ilçeyi orada yaşayan bilir.
Lakin Gürün'ümüz bir başka güzeldir.
Ama biz olmuşuz gurbet ele esir..
Aklıma gelende yüreğim ezendir,
Her sabah reyhan kokusuyla esendir.
Gel artık yeteeer diye bana seslenir..!
Varam gidem görünce nasıl sevinir...
Gürün yalnız istanbul sivas tanıtımı değil.
Her yere,her konuya damga vurur.
İyi bilinsinki vuruyorda.
Ama şöyle bir babayiğit çıkıpta,
Gürün'e bir damga vuramadı.
İşte ona yanıyom ta buralarda.
Biz okurduk ama gerçekten herkes iyi okurdu
Sınıfta kalırız diye bir derdimizde yoktu.
Diyeceksiniz nasıl yani?Bak anlatayım.
Korkulu tek dersimiz vardı matamatikti,
Çünkü o derse Bekir İncegöz gelirdi.
Çalışmak zorundaydık.Sıkıysa çalışma..
Türkçeye Aslan bey gelirdi,Bir Allahın adamıydı.
Hiç bir öğrenciyi kırmaz ve üzmezdi.
Bizler vatan,vatan diye melerken.
Vatan gurbetçiyi soymak peşinde.
Her haliyle başımda tac ederken.
Onlar bir kan bulup sormak peşinde..
Sıla aşkı için bahar bekleme.
Pişman olmasınlar koşup gelince.
Herkes hasretken sila-i rahime.
Her aslan payını kapmak peşinde.
Halkını sorarsan olmuş tek vücut.
Bunların hepside Gürün'de vardır.
Kalpleri altından dilleri yakut.
Bunların hepside Gürün'de vardır.
Ne hoş ağustosda yorganla yatmak.
Sabah şafağında yataktan kalkmak.
Vücudun zindeyse,beyin dinç olmak.
Bunların hepside Gürün'de vardır.
Gardaş orası hep Çakşur deresi.
Gürün'lü değilse zordur bilmesi..
Tatmamışki burda dutu pekmezi.
Çakşuru hiç tanımamış sorarlar.
AĞ'in suları akar Çakşura doğru.
O suyu içip nice yiğitler doğdu.
Seneler geçtikçe hepsi yok oldu.
Bak şimdi sahipsiz kaldı buralar.
Gurbetçi gardaşlarım yaz gelende düşer yollara.
İstanbul'dan diğer şehirler veya ankara.
Yani istigamet Gürün,yol bu düzergahsa?
Sessiz sakin,bazan uyur mahmurlaşır.
Kayseriyi geçtikten sonra,bir telaş alır.
Bir sağ cama bir sol cama sık sık bakınır.
İşte tam o esnada bu tabela göze takılır.
Seni kare,kare görmek ümüdüm
Nerden baksam seni bir başka gördüm.
Beni hatırla asırlık ömrümdün.
Nerden baksam seni bir başka gördüm.
Tırmanıp gitsem memücü başından.
Ta meco emminin üzüm bağından.
Yada çıksam Terzioğlu dağından.
Nerden baksam seni bir başka gördüm.
Karatepe şehitliğin zirvesi.
Çakşurda maşatlığın tepesi.
Çayboyu gökpınar yolun ensesi.
Nerden baksam seni bir başka gördüm.
Bir ablamız derki.
Bu bizim ilçemiz olan Gürün.
Ne güzel bir yer ne güzel bir mekan.
Her gittiğin yerde gururla öğün.
Toprağı bereketli insanları verimli.
Herkes bir birine sanki kenetli.
Elinde sazı konuşturan ozanları
Her temayı dile getiran yazarları.
Dağa taşa kurda kuşa dil verip söyleten.
Her köşesini nakış nakış işleyen.
Gürün deyince aklıma gelenler.
Bahçelerde yapılan o düğünler.
Düğünlerde çekilen çeşitli halaylar.
Halaydan sonra oynana sisinnle.
Sinsinde kızışan bazı yumruklar.
Her ağaç altında kurulan masalar
Ve kilolarca yenilen elma armutlar.
Düğünlerde pişen çeşit çeşit yemekler.
Gurbetçilerin hasretinden yandığı.
Gürün dediğimiz yer işte burası.
Tadına daha doymadan ayrıldığı.
Gürün deyip tadına doymadığımız yer,
işte burası ...!
Taştan mağraları var Çarşı başında.
Nice anılar saklar zerre taşında.
Burası bir deryadır başlı başına.
Bu dere mahalleyi ikiye böler.İki tarafın yollarıda
oldukça dar.Bizim taraftan hiç araç gitmez .
Karşıdan tek araba zor geçer.Böyle bir hali vardı o zamanlar.
Burası güzel komşuların yaşadığı mekandır.
Biz tam orta yerlerdeyiz.Karşımızda mahalle çeşmesi.
Biraz yukarda birde çorak pınar vardı.
Kimsenin evinde çeşme yoktu o zamanlar.
Herkes suyunu bu çeşmelerden alırdı
Gürün'ümüz şelaleyi ne yapsın ?
İçerde sevecek birşeyler vardır"
Öyle çok lüks şeyler êllere kalsın...
Sizlere verecek birşeyler vardır..!
Gurbetçi arkadaşlarımız derki.
Neden bizimde denizimiz yokki?
Bunları derkende üzgündü sanki.
Bizlere yetecek birşeyler vardır..!
Bana diyorlarki sen madem buraları çok seviyordun,
Niye gittin gurbet ellere
Ewt ,Hiç bir kimse isteyerek,yerini,yurdunu eşini,dostunu,
Yan tarafta her gün selamlaştığı komşusunu.
Karşı tarafta Asim emminin her sabah öten horozunu.
Ayşe teyzelerin geceleri çemkiren bocusunu.
Rahmet getiren yeşilleri talan ettiler.
Şimdi onlarda gelip yandan,yandan geçerler.
Yeşil yerine beton yığınları diktiler.
Rahmetlerse,kıymet bilinen yere düşerler.
Eskiden karlar yağardı bir adamın boyu.
Bereket vardı tahıl doldururdu siloyu.
Herkes toplamıyor ekini tarlada koydu.
Emeği korutmazmış,yoldan geri dönerler..
GÜRÜN BU
Gürün Sivas'ın bir ilçesi ama,
Bir çok şeyleri benzemez Sivas'a.
Mesela mevsimi.
Bakmayın şu anda yüzü azgın oluşuna.
Biraz dağlarının başı dumanlı.
Yolları buzlu etrafı karlı olduğuna.
Sivas'ta çıkarsın dışarı
Kış boran,diz boyuda kar yağar.
Gürün'e gelki sanki ilk bahar.
Ta Şuğul kanyonundan başlar.
Tâki Telin'i geçip Tıhmın'a kadar.
Sanki bir Malatya havası var.
Onun için meyvesi sebzesi,
Hele hele o kehribar rengi kaysısı,
Sanki bal sızması.
İşte bu güneşli ve güzel havası,
Sanki malatya gibi olsada
Yiğittir,merttir,
Yerine göre çelikten daha serttir.
Özü yufka,misafir sevendir.
İşte bu damarıda tam çekmiş.
Yiğido gillerdendir.
Yerine yurduna,Devlet'ine ve vatanına,
Eğerki el uzatan,yanlış yapanlar varsa.
O zaman tıpkı benzer bir aslana.
İşte ben bu yüzden hayranım.
Gürün halkına,güzel insanlarına..
Kükrer topyekün aynı anda.
Beşikte yatandan,eli bastonlusuna.
İmkan yok önünde kimsenin durmasına.
Ucunda ölüm olsada...!
http://www.siirinhasi.com/siirler/gurun-bu-2117.html
Süleyman Özpınar.Şiirin Hası.
Ben Gürün'ü senelerdir yazıp çizdim.
Her derdini sorunu ortaya serdim.
Kırk dört yıl önce oraları terkettim.
Yarım asır boyunca tüğlendi dilim.
Biz hep böyle gördük böylede biliriz.
Hepimiz birimiz,birimiz hepimiz.
El eleyiz,birlikteyiz beraberiz.
Bu güzellikler hiç bozulmasın derim.
Gürünümüze bakmayın öyle kötümser.
Halaylarıyla,İnsanlığıyla,
Havası suyu toprağıyla.
Dağı,taşı, Dalda öten bayguşu dahi güzel öter.
Ormanı kalmamış,ulu kayalar ve taşlar.
Her birisinde geçmişe dair anılarımız yatar.
Kiminin başında keklikler ,
gakguvak deyip şarkıya başlar
Gidip göreceksin dünya gözüyle
Gürün anlatmakla,yazıp çizmekle,
Gelip birkaç gün gezmekle.
Bitecek,geri dünüp gelecek bir yermi?
Ben yarım asırdır anlatmaya
Portresini çizmeye,
Çlıştım ama nerdeeeee...!
Kalbim sona kadar açık.
Gürünlüysen gel gardaşım.
Sorar isem bana yazık.
Gürün'lüysen gel gardaşım..
Kimliğinde Gürün varmı?
İster boran ister karlı.
Sona kadar açık kapı.
Gürün'lüysen gel gardaşım.
Şu Gürün halkının yüzüne
Bağına bahçesine,Çevresine ve çehresine
Sen baktın senelerce gözlerinin içine
Hemde sessizce.
Mâsum çocuklar gibi akıp giden Tohma Çayı.
Acaba dedim sana destek olurmu Hurman çayı?
Gidip sordum yetkili ağızlara
Oda gitmiş elimizden yok bize bir fayda
Bakınca sima tanıdık geldimi?
Bir anda hatırlamadım ismini.
Tohmada hiç beyaz donla çimdinmi?
Bizim günümüz hep orda geçerdi.
Randevu yerimiz bile oraydı.
Parkımız,aşkımız güzel alandı
Yaş günü mumları orda yanardı.
Bir devirin mekanı viran edildi...!
Gürün benim ölümüne sevdiğim
Sanki bir parçası gibi canımın.
Ayrıca baba ocağım,
Atalarımın yurdu,Ana kucağım.
Oranın daşı toprağı dahi bana ilham verir .
O tek katlı evleri.
Önünde yeşilin her rengiyle
süslenmiş bahçeler.
Yeşili dahada yeşil yemyeşil olsaydı,
Gürün turist bölgesi olsun
gurur duyarız .
İnşallah dahada ilerler
tam turistik olur onur duyarız.
Ama bu mahsülleri yetiştiren
köylerdemi turistik oldu?
Gürün köylerinde nasıl
yer olmaz gardaş.?
Hele bir gör o eski can
biten bostan yerlerini.
Hayırlı yolculuklar Gürün'e söyle selamı.
Tam isabet Gürün'e gitme zamanı.
Günlerden Cuma yaz mevsiminin son ayı
Daha bitmedi dalında sapsarı kaysı.
Yeni yeni çıkmaya başladı yaz elması.
Dut'lar hafif hafif sarardı
Gürün deyip gelip geçmeyin.
Zengin çok zengin,
Türkiye devleti kadar zengin.
Eli açık,bonker,sessiz ve sakin.
Vur ensesine,al ekmeğin.
Sesi çıkarsa namerdim.
Gerçekten doğru bana gülmeyin.
Bakın biz küçücük bir ilçeyiz.
Ama ne kadar büyük zenginiz.
Hiç bir komşuya asla yok demeyiz
Gürün üvey evlat mı?
Sorunlarıyla neden kimse ilgilenmez.?
Köy yolları neden halen asvaltlanmaz?
Gürün haklarına neden sahip çıkılmaz?
Bizim ilçemizde doğup büyümüş,
Bizim çamurlu yollarımızda koşup yürümüş?
Bizlerle ağlamış bizlerle gülmüş.
Gürün bir sevda,Gürün bir aşktır.
Kıymetini bilene.
Gürün'lü olmak bir ayrıcalıktır.
O sefayı layıkıyla sürene.
Silinmez oraların aşkı sevdası ta içerden.
Gürün'de Etler daha önce
Çarşıbaşı Deresinin ırmağa dökülen
son ucunda.
Bulunan mezbahada kesilir,
Daha sonra mühürlenir.
Hangi kasaba hangi etler
gidecekse belirlenir.
Rahmetli Etci Meco
Emmiye teslim edilirdi.
Meco Emmide et taşıma
özelliğinde tahtadan yapılmış
Üstü gancalı şahrasıyla eşeğine yükleyip,
Taşı toprağı söğütleri kavağı.
Karşı tepelerde kalmış,
birkaç kök üzüm bağları.
Yıkık dökür gözüken
kaya mağraları.
Ta hititler'in ev olarak yapıp
bizlere bıraktığı.
Ve o mağralarda senelerce
hayat yaşadığı.
Asırlar boyu el değiştirmiş
Gürün toprakları.
Sonunda olmuş
Sivas'ın bir numaralı kazası.
Şimdi benim aşkım,benim sevdam orası.
Göz bebeğim,alnımın yazısı..!
Gürün seni çok özledim çok,
Türkiyede nice güzel yöreler gezdim.
İnan Gürün'den güzeli yok
Belkide ben göremedim.
Gülerler bana hep böyle deyince.
Ya huzur buluyorum orada ben huzur...!
Ben Gürün'e gelince.
Buralarda bir tılsım var sanki
Çekici bir güç var burya beni
Toprağında,taşında suyunda,
Gürün beni,
Ben gürün'ü çok sevdim
Gurbet beni,
Ben gurbeti sevmedim.
Eser durur,
Aşağı yeli lodos'u.
Gürün benim için bir derya deniz.
Ne gezmekle ne yazmakla
nede hatırlamakla
Mümkün değil bitirmemiz.
Her ne kadar uzaklarda
,gurbetlerde olsakta biz.
Hep oralarda,o kuytu
sokaklarda geçer hayellerimiz
Belli-bellidir,bizim kariyer'imiz.
Ama siyasi yönden sahipsiz.
Sanki öksüz,sanki bir yetimiz.
Bunu takmaz hiç bir ferdimiz.
Çünkü GÜRÜN'lüyüz biz.!!
Bana diyorlerki.
Sen bu Gürün'ü ne çok seversin neyi varki?
O günlerin anısı o kadar çokki.
Bine yakın şiirim var
Birinde değinmezsem mutlaka bir diğeri.
Eskilerle o günlerle ilgili.
Hiç yazmakla bitermi.?
Yazarkende hiç eskimemiş gibi sanki.
Dimagımızda durur,
Bir çarşıbaşı deresi vardı.
Tam orta yerden bölerdi çarşıyı.
Bir tarafta sebze pazarı
Diğer tarafta belediye binası.
Alt kısmında halk kütüp hanesi
Yanı başında ULU cami.
Üst köşede asasın hanı
Cuma günleri at,eşeklerle dolardı.
Bir çoğunu Haydar emmi
Dereye indirip nallardı.
Kim ne derse desin.
Ben Gürün'ün sevdalısı,deli divanesi .
bir Ana,bir Baba,şefkâti
Dolu üreğimde benim sevgi yumağım.
Akıl eğlencem,aşk bağım.
Şu an 66 yaşadım.Hep aynı,hiç eksilmedi
Yaş ilerledikçe biraz daha yükseldi,
İçimdeki Gürün sevgisi.
Dut yiyen doktor istemez
Vucuda mikrop giremez
Sırrını kimse çözemez.!
GÜRÜN'de yetişir bunlar
Başka dutlara benzemez.!
Damlara sermişler pekmez.
Parmakla yemeyen bilemez,
Lezzeti damaktan gitmez.
GÜRÜN'de yetişir bunlar
Başka dutlara benzemez.!
Güneş vurmuş baksan karlar üstüne .
Davul zurna yakışır,Canım GÜRÜN 'e
Karlı bahçelerinde halay çekmeye.!
Kalkın gidelim artık Aşkım GÜRÜN'e
Nedir artık bu gurbet Allah aşkına?
Hasret kaldık be ekmeğine aşına.
Bem beyaz tüllerini takmış başına.
Ne güzelde yakışmış Nazlım GÜRÜN 'e .
Kayseri'yi geçince gelir pınarbaşı
Ta oralardan burnuma kokarsın Gürün.
Ziyaretide geç bulursun mazıkıranı
Uzaktan bakıncada güzelsin Gürün.
Malatya'nın Darende sınırındadır
İki dağın arasında gizli saklıdır
O kaysıların varya baldan tatlıdır.
Her bahar beni çekersin Gürün.
Gardaş ben o sazı çala,çala acır parmağım.
Bazan kavaklıkta,bazan kenarında ırmağın.
Sağır sultan dahi duydu benim acı feryadım.
Gürün'de bizim yetkililere bunu duyuramadım.
Dedim gardaş nolur kesmeyin armut elmayı
Teker,teker kestiniz bak hiç yeşilimiz kalmadı
Dutlarımızın başına delikanlılarımız zor çıkardı
Gürün'e geldim tadımlık olsun dut bulamadım.
Bakıyorum hazan gelmiş benim Gürün'e
Kuru gazelin dahi güzel şair gözüyle
Kış gelince örtünürsün bem beyaz örtüyle
Tüm mevsimlerin güzeldir şair gözüyle.
Yazların başkadır senin baharın başka
Taş kalpli insanı sen getirirsin aşka.
Bağırsak dereden Fettahağa yokuşa
Bütün semtlerin güzeldir şair gözüyle.
Yiyin gardaş yiyin zaman variken.
Ana dişler,tat ve lezzetini alırken.
Dizler tutup sizi menziline taşırken.
Yiyin gardaş yiyin el,ayaklar tutarken.!!
Yemediğin malı nidecen gardaş
Kaldıysa malın yapılmaz paydaş
Bir birine düşerler bacıyla gardaş
Yiyin gardaş yiyin canlarınız sağıken.
Ekşili köfte hemde gazannan.
Gürün'de anam yapardı.
Hemde etlik tosun kesilmiş.
Kemikli etleri ayrılıp bir gazanda gavrulmuş.
İplere dizilip bir bezle sarılıp kiler tavanına asılmış.
Aha o gurt burnu gimi inmiş aşağıya
Gırmızıynan boyamışlarya.
Sivas'ın tam alt ucunda
Etrafını çevirmiş.Kayseri,K.Maraş,Malatya.
GÜRÜN derler oranın adına.
Şu anda Şairler evi GÜRÜN kitabı bana ulaştı
Küflenmeye yüz tutmuş,Çok kıymetli değerlerimizi.
Tozlu garflardan indirip
Karanlık köşelerde kalmış şahsiyetleri ve eserlerini .
Araştıran,tüm bilgilrini toplayıp şu kitapta toplayan.
İlk doğuş yeri.
Gövdeli etekleri
Börklü köyünden çıkar.
Aygır gölü,Alibey suyu,kevenli dereden,
Kaynarca'dan,Karanlık dereye geçer.
İnce su köyü,keşlik gölyerine iner.
Ben Gürün'e gitmek istiyorum.
Çünkü Gürün bana gelmiyor.
İlk bahara kadar bekliyorum.
Halen İstanbul'da çile bitmyor..
İple çekiyom bahar gelsene.
Ne surat asıyorsun gülsene.
Özleyenler var gidip görsene.
Hasretlik derdini bilmiyorki.
Gürün'de olmak var şimdi
Tamda ceviz dökme mevsimi
Onlarda hafiften firik olsun,
Kurusu değil.
Onun bir başkadır tadı,lezzeti.
Hedik zamanıda daha geçmedi.
Bakın iyi bakın şimdide
HURMAN çayı gidiyor elimizden
Hemde sessizce.
Yine bir komşu şehire.
Bizim ihtiyacımız yok böyle şeylere.
Alsın faydalansınlar bişey diyen yok canım.
Bizene.
Irmak kenarı açmış gonca gülleri.
Şuğul kanyondan gelir akşam yelleri
Hava karardı herkes çekmiş tülleri..
Sevda bu perde açılmadan gidermi?
Nere gidersem kalbim Gürün'de atar.
Görenler diyorki burası kel dağlar
Kelinde aşkına çok insanlar yanar
Başı kelse sevdalısı hiç bitermi?
KELİNDE VAR SEVENİ
Irmak kenarı açmış gonce gülleri.
Şuğul kanyondan gelir akşam yelleri
Hava karardı herkes çekmiş tülleri..
Aşık tül açılana kadar gidermi?
Nere gidersem kalbim Gürün'de atar.
Görenler hep diyorki bune kel dağlar
Kelinde aşkına çok insanlar yanar
Başı kelse artık sevdalar bitermi?
Aslında bir aşktır, buda bir tılsımdır.
Resmini görmek bile içim ısıtır.
Bu güzelliğe kel demek çok ayıptır
Kelinde çok aşıklar,vardır seveni.
Rüyada gördüm bir koyun birde keçi
Sarılıpta boynuna öpesim geldi.
Buda nasıl bir aşktır bu nasıl sevği.
Ordan kokular bura kadar gelirmi?
Çok gücendim bu dağlarıma gülene.
Kelide bir körüde,seven gönüle
Bakma êle güne yangınım Gürün'e
Ocakta ateş yok bacalar tütermi?
Delikten fare çıksa görür bu gözler.
Yaramaz insanları mağralar gizler
Her taraf bozkır mağra bizde ne gezer?
Hiç bu yöreden teröristler törermi?
Yanlışı saklamaz Gürün'de bu dağlar
O terörist biriyse anası ağlar.
Çakal yaşarsa burda yiğitler paylar
Gürün bura başka horozlar ötermi
şair:Süleyman Özpınar.12.09.2016.Şiirin Hası
Vurdu talan savurdu gurbet êllere.
Sanki benzedik kafesteki bülbüle
Bülbül güle hasret bizde Gürün'e
Elbet bir gün gelirde biter bu çile..
Gardaşım ben Sıvas'ın Gürün ilçesinde doğdum.
Çarşı başı deresinde uzun yıllarım geçti.!!
Şimdide geldim buralarda bir gurbetçi oldum.
Sen memleket deyince benimde içim eridi.
Ben Gürün'e Sularbaşı Köyünden göçüp geldim.
Yirmi üç yaşına kadar oralarda eğlendim.
Aklıma gelende içim sızlıyor
Yaz geldimi Gürün'halkı bahçelere çıkardı.
Sabah kahvaltılarını işte orda,
Dut ağacının altında yapardı
Akşam ailelerin hepsi orda toplanırdı
Kimimiz çobandık koyun otlardık.
Can ile ciğerden koparak geldik.
Kimimiz tarladan ekin toplardık.
Galucu duvara asarak geldik...
Uzak gidip gurbet ile sarıldık
Hepimiz bir darma dağım dağıldık.
Bazı günler güldük bazan ağladık.
Bağrımıza daşlar basarak geldik.
Kim isterdi yurdu terke bıraktık..
Ana yurttan uzak kalmak hastalık
Keyfimizden değil ekmek aradık.
Gözümüz arkada bakarak geldik.
Bahçelerde nice koştuk eğlendik.
Deli dolu gençlik çağı köydeydik
Dağda yatıp zılgıtları söyledik.
Bizler ziyaretten aşarak geldik !!
Dönüşü olmayan kararı verdik.
Artık ekmeğimiz burada dedik
Getirip mitili gurbete serdik.
Helal ekmeğimiz banarak yedik.
Şair:Süleyman Özpınar.
02 .02 .2016 .Salı.
Gürün'den ayrılır gurbet severek
Sanki toprağından nefret diyerek
Çekip gider kahkahayla gülerek
Geliyorum gurbet gayret diyerek.
Gürün bir aşktır,aslında bir sevda.
Gürün'dür başımda tatlı bir bela.
Hasreti Gürün'e ulaştır mevla.
Her günü güzeldir,gidek diyerek.
Hatırla hele bir eskileri
Hem Gürün hemde çevresini
Ben istemiyorum anlatmak,
Hatırla o güzel,mutlu ,
Ahenkli geçen günlerini.
Yine git gurbet ellere ama buraları hatıla.
Buda bizim emektarlardan.
Hep yolumun üstündeydi
Hiç unutmam.
İşi olunca piyasaya çıkardı
Akşama son durağı yine buraydı.
Benmi istiyorum toprakmı çekti.
Bırak her şeyi yaş yetmişi geçti.
Şimdi bir tarafı seçmenin vakti.
Ya Gürün ya gürbet seç artık haydi...
Hafta sonu canım gürün'ü ister..!
Baba vallah sen bir delisin derler.
Her birisi başka lafları söyler?
Göresin geldiyse kaç artık haydi..
Gürün'e yaz geldi gel dediler
Hemen çıkıp geleceğim ne bilsinler
Bende kapıldım, çok heves ettim
8 kasım pazartesi Gürün'e gittim
Oraya bir vardım buz hane gibi
Ordakiler o havaya alışmış tabi
Vücut artık temiz havaları unutmuş
Eğzoz dumanıyla kan kardeş olmuş
Genelde baharın koşarım sana
Her mevsimi sanki bal ayın Gürün
Gece uykularda rüyadır bana
Bahçnde çekilen halayın Gürün.
Sallarını parka gibi kullandık
Şallarını mendil yapıp salladık
Kimi zaman fular diye bağladık
Hangi güzelliğin sayayım Gürün.
Özpınarın aşkı sensin dünyada
Gündüz hayalinde gece rüyada
Gelen hayran kalır gürünüm sana
Bende gelip sende kalayım gürün.
64. Hükümetin Ülkemize
Milletimize hayırlı uğurlu olmasını
Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum.
Ayrıca yeniden MSB Bakanı olan
Gürün'ümüzün Medarı İftiharı Sn İSMET YILMAZ'ı
Gürün'e giden her insana,
Gürün bağımlılık yapar.
Gurbetcileri Gürün'e çeken,
Farklı bir sihir var.
Ama neden nedir,
neresidir hangi meziyetler,
Bir türlü çözemedim ben,
bunlar,acaba neler bilenler varmı?
Bitmezki anlatmayla nerden gireyim
Gidip sizlerde yaşayın orada derim
Çıkıp komşuları biraz dolaşsam dedim.
Yan tarafta Coşkun Yusufa geldim.
Düğünlerde Sinsindir..
Tepecikte kayısı,y.sazcığazda üzüm
,tozluyurtta lahana,sarıcada elma,
telinde pekmezdir..
Yoncalığın cılga yoludur
ömerin ağıdıdır
İstanbuldan köy,düsseldorf tan sıla,
otlukiliseden şehir olmaktır.
Zemheride borandır..
Tepeciklilerle Fatmadervişlilerin tatlı kavgasıdır..
Arkadaşım Mehmet'e telefon açtım.
Hoşbeşten sonra bişeyler sordum.
Sizin mahalle ismini değiştirmişler
Nasıl beğendinmi diye latife yaptım
Meğer yarasın dokunmuşum.
Dertleri deşildi o anlattı ben dinledim.
Asırlardır bizler Çakşur biliriz.
Ne olduda ışıtan oldu bilmeyiz
Olsun biz yinede Çakşur deriz...
Harıkbaşına doğru yürüdüm,
Fettahağa yokuşuna varmadan
Bir başka sokaktan geri döndüm,
Asaf Çoban Anadolu Lisesi önünden
Tekrar şairler evi yolundan çarşıya indim
Bu aralarda hepsi eski yapı tarih kokan
Bakmaya doyamadığım
Eeey eski Gürünlüler.!
Nerde o vancı nın gölünde ,
Beyaz donla çimdiğiniz günler?
Hiç destursuz bahçelere daldığınız günler
Meyveleri dalından topayıp yediğiniz günler.
Şimdi ne bahçeler kalmış nede o göller.
Daha size çook şikayetim var eli öpülesi beyler.
Bahçelerden söküldü bütün meyveler.
kaysılar, elmalar ,dalları göklere değen cevizler.
Onların yerlerini almış beton Ucube evler.
Sanki kırıldı Gürün'de bitti o kadar dağlar tepeler?
Gelip birde bahçelere balıklama girdiler..
Hele birde 18 uygulaması deyip geldiler
Bağı bahçeyi param parça ettiler.
İşte bu bağı bahçeyi bırakıpta gidenler
Bu işlere birazcık aklı erenler
Büyüklerin kemikleri sızlar deyip isyan ettiler.
Şimdi o atalar gelip bu halleri görseler
Bu hale koyanların yüzlerine bir okka tükürselar.
Ama şunu iyi bilinki,bu böyle gitmez ve biter.
Bundan sonraki nesil ,nesil gelecekler.
Büyük küçük beşikteki bebeler
Gürün'ü bu hale sokan beyler
Sizin için hiç hoş sözler söylemezler.
Bahçeler değer kazandı diyenler
Gürün bahçeleri ,güzelliğinden
Neler kaybetti onu bilemiyenler.
Üstüne üstlük birde imar verdiler.
Oh ne güzelde ettiler
Tüm güzel insanlara sevgiler .
Saygı değer GÜRÜN'lüler.
Şair:Süleyman Özpınar.
19 Eylül 2015 Cumartesi.
Her köşelerinde ayak izlerim vardır.
Perde arasından bakan gözlerin vardır.
Ölümüne sevmek akdi sözlerin vardır.
Bedenine aşk yazdığım kavaklar tanır.
Gürün senin aşkın bende başka başkadır.
Bu aşk yeni değil çocukluğun aşkıdır.
Her kişi gider arkada kalan anıdır,
Elli yıl evvel yaşayan çocuklar tanır.
Karayar mahallesinide gezdim.
Bazı hoş resimler çektim
O anda bir abla çıkıverdi kapıdan
"Niye buraların resmini çekiyon gardaşım?
Dedim hasret kalan
Gurbette olan
Gardaşlarımız var görsünler dedim
Sac üstünde ısbanaklı çörek yağlarsın.
Mangal ateşine yelpazeyi sallarsın.
Sabah erkenden gidip dutlar toplarsın.
Uzun sürmez buraya sende alışırsın.
Her gelip geçen Gürün'lüyüm diyemez.
GÜRÜN'ün ne özellikleri var bilemez.
Yufka ekmek versen çökeliği düremez.
Uzun sürmez buraya sende alışırsın.
Bayrama bir hafta kala,
bir heyecan başlardı.
Genelde bayanlarda,
ev temizliği baştan sona
Bayram tam yaklaşır,
çıkılır sokaklara.
Tertemiz süpürülürdü,
herkes kendi kapısını.
Temizlik biter geçilir tatlı faslına.
Yufkalar açılıp baklavalar yapılır
Çok eskilere gidiyorum.
1955.60 lara göz gezdirıyorum
Gürün'lü hemşerilerimi izliyorum.
Bu günlere sanki örnek görüyorum.
Orucu bitirdik Bayram sırası
İstanbul Esenler otogar burası
18 Temmuz saat 14 Gürün rotası,
Sızlıyordu artık hasret yarası.
Aha gidiyorum sılaya doğru
Saya saya bitti günlerim doldu
İki kere mola bir takım uyku
Bir baktım esiyo Gürün havası.
Merdiveni yürüyüp girdim ofise
Yığılıp kalmışım masam üstüne
Ne oldu anlamadım vurdu yerlere
Bir ateş bastırdı birde titreme.
Bir anda gül gibi sararıp soldum
El ayak tutmuyo perişan oldum
Yalvardım doktora bir çare bulun
Gerçekten muhtaç kaldım çareye
Noldu burdan Fevzi emmi'nin meşur hamamı?
Keşke o mekan tarih kokusuyla kalsaydı
Viran olupta gitmiş. bize anısı kaldı
O göbek taşında nice damatlar yıykandı.
Herkes beklerdi düğün yada bayramı
Her mahrem gelinde atardı,orda türbanı
Burda ne kazan yeri kalmış,nede külhanı
O hamamda nice kirli ahlaklar yıykandı.
Şu geverin akışına
Huzur veriyor insana
Gölge gelmiş söğüt altına
Git oturda hayat yaşa.
Çiçekler açmış elmada
İğde kokar baştan başa
Vallah kokuştuk burada
Git orada hayat yaşa.
Ortasında Salih emminin fırını vardı.
Bir avuç kıyma
İki biber bir domates, alan koşardı.
Ardından tavalar,tepside baklavalar.
Kıymalı ,ısbanaklı ,yumurtalı ekmekler
Doğru Salih emminin fırına.
Hey gidi günler.
Haydar Töngür soba yapar
Demirciler çarşısı belediye binası
İkisinin arası
Çok popüler şirin bir çaşıydı
Necati Alpaslan tam köşe başında
Turgut Ata tüpcü Emin Ata
Gelirdi herkes derman aramaya,
Eczacı Kaya Canbaya.
Yahudiler çarşısıymış ezelde
Hiç nasibi yoktu geçen güzelde
Gelenek,görenek, katı Gürün'de
Güzele doyamadan oldu virane.
Baş köşede kasap Sadıklar vardı
Ovanis eşek semerini yapardı
Şükrü ustalarda abim çırakdı
Kırış Talat nam salmıştı Gürüne
Eskiden sebze pazarıydı burası
Tam ortasında bir çeşmesi vardı
Sırasıyla dizilmişti esnafı
Katip Ali kenar derede
Çarşının maskotu
Bir tarafta Mehmet Efe,
Tarih yirmi Nisan 2015 pazartesi
15'i 20 geçe Yeşilköy uçuş saati
İstanbula elveda ilk durak neresi?
Uçak GÜRÜN'e inmiyo Malatya taabi.
Peteklerden balı çok çok sağdınmı?
Dutları sallayıp bekmez yaptınmı?
Kaysılar toplayıp kabuk yardınmı?
Bize ayırdın değilmi ana gı?
Anasından koli bekler evlatlar.
Aha beyle gözler yollara bakar.
Gelen koliyi acele yırtarlar.
Bir an önce gormek için Ana gı.
Gürün'e sahip çıkan artık galmadı.
Suyumuzu dahi başka eller aldı.
Yiğitler öldü Gürün gariban galdı.
Sizlerden isteği çok çoktur GÜRÜN'ün.
Buğdayını hep yabalarla savurdun.
Süpürge ile gavurganı gavurdun.
Çingeneler getirdi sana kalburun.
Çingeneden isteği yoktur GÜRÜN'ün.
Ekmeğini yedim lokmanı böldüm.
Orda olmasamda rüyamsın GÜRÜN.
Hayalinle geçti hep kısa ömrüm.
Damağımda kaldı bal tadın GÜRÜN.
Kuruyan ırmakta suların aktı.
Artık sökülmüyor salların kaldı.
Çakşurda dokunan şalların vardı.
Türkiye çapında namların GÜRÜN.
Abooo bu karışım çok sakınçalı gardaş
Bundan bir tabak yiyen vatandaş
Kendini terzi oğlu tepesinde bulur
Ordanda tahtalıya doğru yol alır.
Sıcacık güneş altında yağmurlu havalarda
Hanği güzeller yürüdü bilsen o sokaklarda?
Nice hatıra bırakıp gitti kaldırımlarda.
Varsın çıkmasın GÜRÜN sokakları sahillere.
Reyhanlar kokulu sokakların yeter bizlere.
*********************************
1950 A.Sazcığaz köyünde doğdum.
Mevlamın izniyle senle dünyamı buldum.
Çarkı felek güneşinde yanıp kavruldum.
Unutulmaz anılarım sendedir köyüm.
Senden ayrılmıştım daha 13 yaşımda.
Beraberdik kardeşlerle, anam ve baba.
İkisinide kaybedip kaldım yabanda.
Unutulmaz anıların kalptedir köyüm.
Kavruk buğdaya GAVURGA
Yontmuğa YONGA,kabuğa GAMGA
Sacda ekmek BAZLAMA ,ekili yer MAŞARA
Dut şerbeti ŞIRA, anneye ABA
Yeleğe HIRKA,Ağabeye GUÇCA
Bahçeye BAHÇA,çıkına BOHÇA
Çarık yamalarına ÇARPANA
GÜRÜN 'e giderken yolu şaşırdım..
Hele şükür bu tabelaya rastladım,.
Şo tabela varya, benim rehberim
Emeği geçenlere çok tşkür ederim.
Uzun zaman oldu garışmış yollar
Birinden soracam yoktur insanlar.
Her tarafı kapamış karlı dumanlar
Bir tarafı göremiyordu gözlerim.
GÜRÜN ŞO YANDA
GÜRÜN'e gideriken yolu şaşırdım..
Hele şükür bu tabelaya rastladım,.
Şo tabela olmuştur, benim rehberim
Emeği geçene teşekkür ederim.
Uzun zamanlar oldu garışmış yollar
Birinden soracam yokturki insanlar.
Her tarafı kaplamış karlı dumanlar
Hiç bir tarafi göremüyor gözlerim.
Bir anda bir karartı çıktı önüme
Şo yana diyordu baktımki yönüne
Canıma can gelmişti indim GÜRÜN'e
Dua ederek ata yurduma geldim.
Süleyman Özpınar.
16.02. 2015 P.tesi
Abooo pastırmada vardır şindi onun içinde
Hadi de gelde GÜRÜN diye meleme
Valla biz buralarda tavalarda yapıyoz
Uğraşıyoz onlara benzetmeye
Yoksa ulaşa bilirmiyiz o lezzete o tada
Hiç benzermi sajda pişen çöreğe.
Karıyla,kışıyla,o çılgın bakışıyla
Hiç yeşili kalmamış dağlarıyla,
Mis gibi kekik kokularıyla
Tüm GÜRÜN lüleri kendine hayran bırakışıyla,
Orası bizim vatanımız,
Göz bebeğimiz.
GÜRÜN halkı doğasında bu vardır
Paylaşmayı ondan fazla severiz
Bize böyle öğretti büyüklerimiz
Dost için kirli çıkıları açarız
Sadece varsa tek ekmeğimiz
Kaç dost varsa ona böleriz.
Bakanımızsınız başımızın tacısınız
Evet yok değil çok hizmet yaptınız
Hem devlete, hem ilçemde varsınız
Biraz da faydalansın kendi insanımız.
Kulak verin,gelen ses bizim seslerimiz
Size sesleniyor GÜRÜN lü kardeşleriniz
Sizlerden çoktur bizim beklentilerimiz
Evet yok değil çok hizmetleriniz
Burası sarı kaya SUÇATI(Telin)
Anne annane, teyze, dayı,ebeveyn toprağı
Daha önceleri köydü
Yavaş, yavaş adım, adım büyüdü
Senelerce GÜRÜN halkını
Sebzesi ,meyvesi, yeşliyle besledi.
Yine açmış GÜRÜN gonca güllerin.
Her birisi ayrı ayrı renklerin.
Hassas kalpleri sakın incinmesin.
GÜRÜN bunlar senin gonca güllerin.
Meşhur yunus komutanın devesi.
Çödü herkesten cıgara isterdi.
İbo önde tren gibi öterdi.
GÜRÜN bunlar senin gonca güllerin.
Öyle zamanda,öyle devirde,
Öyle kanunlar ve öyle yönetmeliklerle ,
Okudukki halen aklım almıyo
Her adımı her köşesi yasaklarla,
Ve mantıksızlıklarla doluydu
Sinama yasak,konser yasak,tyatro yasak
Size ulaştımı şiirin hası?
Kimliğim sorarsan GÜRÜN aşığı
Memleket hasreti kalbimde sızı
Burnuma tüter tüm toprağı taşı
Feryadım duysanız akıllar şaşar
Irmaklar gudurur dalgalar coşar
Beynimi gurcalar sel olup taşar
Onun için durmaz gözümün yaşı
Dersimiz boş 42 erkek çocuk aynı sınıfta
Her çocuğun birtane daha var sırtında
Rezillik diz boyu sesler gidiyo ta bahçaya
Bende oturuyom öğretmen masasında
Hanı başkanımya
Kapı açıldı içeriye biri daldı 160cm boylarnda
Zayıf kuru çelimsiz birileri
Günlerden Cuma.
Dersimiz fizik,hocamız Ramazan Polat.
Konumuz OZON maddesini işliyoruz.
Ozon 3 oksijenin birleşiminden ibaret
Renksiz ve kokusuz bir gaz
Renksiz ama bir saçımızı bu ,ozon yağını sürüp,
Bir müddet sonra suyla yıkanmış olsa
Saçlarımız kestane sarısı
Hafif sararma gibi,
Sularbaşı gözden doğar asıl kaynağı.
Senelerdir can verir,hayat görür toprağı.
Ovanın ortasını yırtar geçer.
Gideceği yolu kendi çizer.
Böler sağı solu ikiye,çarparak kenarlara.
Bödüler verdiler suyunu kanallara
Ana hattı susuz kalsada,
Siz buradan gideli oldu seneler
Ne Ovanis'ler galmış nede Hüsnüler
Ne eyer yapanlar var nede bir semer
Sizler gideli çulsuz galdı eşekler.
Kale dibini kırıp,yıkıp geçmişler
Demirciler vardı nereye gitmişler?
Kazanlara bakraça kalay sürtenler?
Noldu burada eski körük çekenler?
Evet,eski dostları görmek,
Onlarla hoş sohbet etmek,
O beraber yaşanmış anıları yadetmek,
Ne kadar lezzetli ,
Nasıl tatlı gelir insana.
Sanki tandırdan çıkmış taze ekmek,
Mis gibi kokar burnumuzda,
Doyumu olmaz onun lezzetine tadına.
Bunların hepisi gurbet,
Gurbet ezgisi,
Gurbet çilesi.
Bir bakmışın balkon demirleri,
Yere yakın ağaç dalları salkım salkım.
İçi boşalmış ,sapı alınmış,
Dizilmiş iplere teker teker biberler
Hemen yanı başında aynı işlemlerden geçmiş,
İkiye bölünmüş patlıcanlar.
Spor Ayakkabı mız yoktu..
Sogukkuyu lastik pekte aratmazdı.
Önlük ve kitaplar atılmaz
Gelecek sene mahallenin çocuklarına verilirdi
Ögretmen pahalı kırtasiye istemezdi
Yazlı kışlı annelerimizin ördüğü
Ta dizlerimize kadar uzanan
Yün çorapları giyer,
Gaz lambasında ders çalışırdık.
Ağır bir misafir gelecekse
Lüx lambası yanardı
Bir evde lüx yanıyorsa
Mutlaka misafir vardı
GÜRÜN bir aşktır
Dilimde şarkı
Ayrılan keremdir
GÜRÜN'se aslı
Şirin burdamı görenler varmı?
Yoksa oda buralardamı?
Bu GÜRÜN dağlarını Ferhatmı deldi?
Ferhatın kaderi hep dağ delmekmi?
Sultan Süleyman burdan geçtimi?
Dutları dökülmüş dolu sofralar
Kütükler atılıp yanmış tandırlar
Yumurta kırılmış yağlı hamurlar
Teyzeler oturmuş kete yaparlar
Kaysılar sararmış durur dallarda
Gençlerimiz sıra sıra halayda
Kızlarımız mekan tutmuş karşıda
Oturmuş aşkına mektup yazarlar
GÜRÜN-çarşı mağraları bitimi
Belediye parkı
Yazın Bizim mekandı
Oturup orda seyrederken
O muhteşem yapıyı
Hep kurcalardı aklımı
Kimler gelip oralara yerleşmiş
Elleriyle kazmalarla küreklerle
Bu hale getirmeyi nasıl başarmış
Hep o topraklarda yaşadı
Ana baba dostlarımız
Çeşmelerden su almaya
Giderdi analarımız
Onların eteklerine yapışırdık
İki gözümüz iki çeşme ağlardık.
İşte o topraklara döküldü
Bizim akan göz yaşlarımız. .
Sularbaşı, Bağlıçay,Akpınar
Yenibektaşlı,Kaşköy,Kayalar
Akdere,Eskihamal ,Beypınar.
Ah köylüm her dilinde baldamlar.
Kındıralık, Bozhüyük .Başören.
Yazyurdu,Davulhüyük,Yolgeçen
Erdoğan ,Dürmepınar.Yelken.
Her köyüm bir birine bağlılar.
Camiliyurt,Güneşli ,Suçatı
Karadoruk,Konakpınar,Ağaçlı.
Güldede,Kürkcü,Eskibektaşlı.
Her köyüm bir tepede dağdalar.
Kızılpınar,İncesu,,Tepecik.
Kılıçdoğan,Koyunlu,Yaylacık.
Kızılburun,Yuva,Böğrüdelik.
Her köylüm birbirine aşıklar.
Kalederesi,Kavak Gökçeyazı,
Hüyüklüyurt,Karapınar,Külahlı.
Deveçayır,Kındıralık, Ayvalı.
Her köyümse çilesinde ayrılar.
Dayakpınar,Güllübucak,Çevirme.
Osmandede,Çamlıca,Yeşildere.
Karahisar,Kaynarca,Reşadiye.
Her köyüm aşk,sevgisinde başkalar.
Sarıca,Karakuyu,Göbekören .
Bahçeiçi,,Çiçekyurt,Kızılören.
Yılanhüyük,Mağara ,Karaören.
Her köyümüz birbirine gardaşlar.
Şair:Süleyman Özpınar.
07.11. 2014.Şiirin Hası.
Ne kadar metiye dizsem yeridir,
Her güzel söz Gürün sana az gelir.
Bu sezonu artık bitirdik aha
Ne kaldıki şurada.?
Tekrar bir bakmışın yaz gelir.
Sağ selamet Mavlam bize can verir.
Yine buluşuruz bakarsın
İnan sen içimde bir başkasın
Sekideki karanfil gibisin bana
Buram buram kokuyorsun burnumda.
Kokladıkça sanki şiddetlenir.
İçimdeki fırtına.
Ben hiç özlemem Gürün'ü,
Diyenler var bazı dostlarda
Eğerki oda bu topraklarda doğup.
Bu havayı Koklamışsa.
Ben Gürün'ü özlemedim,
Desede,
İmkan yok benim inanmama.
Bir yanlışlık vadır mutlaka.
Şair:Süleyman özpınar.
03.11.2014.Şiirin Hası.
Hiç çayboyu mahallesine gittinizmi?
Orda yapılan parka oturup
Şöyle bir etrafını inceledinmi?
Ben gittim iyikide gitmişim
Görmeyi değer
Altta tohma çayı
Etrafta söğüt ağaçları
Dallarda serçeler
Hep o ruhun derinlerine inen
Şarkı söyleyen,
Kıvrak sesler...
Gürün günleri artık sonerdi
Ordaki günler güzel günlerdi
Son kahvaltı serin baçede yendi
Eşe dosta gidip veda edildi
Araba geldi eşyaları topladık
O güzel havayı son kez kokladık
Atalar yurduna bir selam çaktık
Saat tam beşte otobüse binildi...
Eşek peşine sıpa giderdi
İtin yavrusu enik denirdi
Kışın yaylacı köye inerdi
İnermi acep bilmemki şimdi?
Kuzu bir yıl büyür olur toklu
Yağmurun sonunda gelir dolu
Gözden kaynardı köyün suyu
Kaynarmı acep bilmemki şimdi?
İlk durak şuğul kanyonu
Herkes bizim gibi
Gezen eğlenen
İsli mağraya kadar uzandık
Şelale şakır şakır
İnsanlar altına girip ıslanmak
İstedikleri
Bakışlarından gözlerinden
Hareketlerinden belli
Etrafta uçsuz ulu kayalıklar
Eepeleri gök yüzüne ulaşmış sanki
Kavaklıkta boyumuzca gölleri vardı
Herkes giremez heybetinden korkardı
Çoluk çocuk beyaz donla dalardı
Hiç olmasın isterse hatıra kaldı
O renkli günleri bizler yaşadık
Okul çkışı bahçelere koşardık
Bahçemi kalmış bu nasıl mantık
Ecdada miras resimler kaldı
Ben mecbur terkettim güzel ilçemi.
Zaman geçti kafa anca dank etti.
Gurbet bize attı çelik kementi.
Gurbeti bırakıp gelemiyomki.
Derler iki sıra dağın arası.
Gürün değil mekanların âlâsı.
Çeker beni bir başımın belası.
Belayı satıpta gelemiyomki.
Gürün ilçemiz güzel yurdumuz
Var orda tarih gibi şuğul kanyonumuz
Burayı unuttukmu sandınız?
Her yaz bizim vaz geçilmezimiz
Bunu biliyormusunuz?
Buralardan sorumlu ve yetkili kişiler
Duyarlı büyüklerimiz
Biz buranın peysajını,
Neden,niçin niye yapamıyoruz?
Hey fettahağa yokuşu
Sen hiç unutulacak mekanmısın
O karın kışın
Gürüne havalı bakışın
Dondurucu rüzgarın
Çatı oluklarından buz sarkıtışın
Azmı koşuşturduk
Kızak kaydık yolıarında
Güründe niye balık tutmak yasakmış?
Buna engel koyan o hangi mantıkmış?
Tohma çayı tamtakır suyu kalmamış
Gargalara galmış o suda balıklar..
Siz yemeyinde bari gargalar yesin.
Bu işin sorumlusu eyi dinlesin....!
Bu kanuna imzalar koyan her ferdin.
Vebali var duysun güründe insanlar.
İstanbulda yaşıyorum
Sadece bedenim istanbullu
Buraya geleli 41 yıl oldu
Ama olamadım istanbullu
Ben bir GÜRÜN aşığıyım
Bu toprağın gıymatını iyi bilelim
Bağında oynaşıp bahçesinde gülelim
Gurbet ili beynimizden silelim
Böyle gözel bir memleket gormedim
İstanbul toprağı altın diyenler
İnanmayın gadir gıymet bilenler
İşini uydurup köşeleri dönenler
Alınmayın ben sizlere demedim
Şuğul kanyonu cennet ne hoş gezerken.
Hafiften şöyle rüzgarları eserken.
Her köşesi insana huzur verirken.
Ne işim varki hâlâ Gürün dururken.?
Yandım burda gürüne gidesim geldi.
İstanbul'un güneşi beynimi deldi.
Seyretsem yeter burda bağı bahçeyi.
Ne işim varki ata gürün dururken._?
Gürüne hastane yapımına başlandı.
Ne zaman iyi doktorlar gelse taşlandı.
Bunda varmış bazı insanların çıkarı.
Sebebini anlattılar içim sızladı.!
Hasta Sivas'a gitmeyip güründe kalmış
Tüm amalıyatlar dahi burda yapılmış
Taksi ve münübüslerin işi azalmış
Söylediler ama aklım beynim almadı.
Ben orda doğdum o toprakta büyüdüm.
Buram buram iğdeler kokan Gürünüm.
İnsanlık hoş görüyü ben orada gördüm.
Sen başımın tacısın vatan Gürün'üm...!
"
Doyum olmaz senin o güzel tadına
Nerde güzeller varsa çektin bağrına
Onun için insanlar aşık tadına
Aşık ömrüne ömür katan Gürün'üm.!
Toprak yığınının toprakları elenmiş.
Süllümbaşı nasıl sıra sıra dizilmiş?
Baltasur mağrasının yolları devrilmiş.
Gürün'de hatıraların hepisi bitmiş.
Sazcığaz suları kalmış sadece elde.
Göllüceden aşağıya bağırsak dere.
Dertli pınar vardı hani noldu nerede?
Araziler bitmiş binalar dereye dolmuş.
Pınarbaşı ilçeden bizi ayıran.
Ğövdeli dağlarına varıp ulaşsam.
Ziyareti geçipte Gürüne varsam.
Oralarda birkaç ay havamı bulsam.
Uzunyayla ziyaret ve mazıgıran.
Gürünün kokuları başlar oradan.
Çapanın sesleri gelir her tarladan.
Öpülesi ellerin yanına varsam..
Yoncalık'tan geçtimde,Şuğul'a doğru.
Daha durun be Kurultay'a varmadım,
Her bahçesinde güzelliklerle dolu
Ben Gürün'ün güzelliğine doymadım.
Yenimahalle yokuşu nefes keser
Karayar'a doğruda bir rüzgar eser
Ordan Karatepe'ye geçene kadar
Biraz üşüdüm ama daha donmadım...
Halaylar çekilir düğünde.
İster şehir ister köyünde
İçli köfte gelmiş önünde.
Elnen banmazrmısın Gürün'de.?
Asır boyu ömür çürüttün..!
Dekan Bakan'ları büyüttün.
Benim için sen çok büyüksün...!
Sen git şanın kalsın Gürün'de.?
Kalaycılar kalay yapar Gürün'de
Çanak çömlek sırasıra vitrinde.
Yanlış olmaz esnafınde ferdinde.
Neşesi ne güzel körük çekerken.
Bulguru kurutup toplar damlardan
Güzel kızlar çıkıp bakar camlardan
Bahçede yetişmiş güzel yapraktan
Sararlar sarmayı şarkı söylerken