Deprem vurmuş eş dost sevdiklerimi
Yanlarına varıp bir soramadık
Hayalda rüyada gördüklerimi
Gerçekte görüpte bir saramadık..
Atıldık gurbete yabancı olduk
İçim yanar ama sağlığım bozuk
Burnumda tüter çoluk ve çocuk
Alnından öpüpte bir saramadık.
Garipsen gelen çiğner giden çiğner
Betona serilmiş hasırlar gibi
Eziksin gelen biner giden biner
Eğeri sırtında katırlar gibi.....!
Kullanı kullanı cengeri çıkmış
Senelerce dibinde ateşler yanmış
Elle tutulacak hali kalmamış
Kalayı silinmiş bakırlar gibi..
Yerin yurdun yoktur mekan belirsiz.
Her ağız konuşur diller kemiksiz
Baş eğip gidersin sessiz ve dilsiz
Başı boş salınmış nahırlar gibi..
Koşmuşum yabanda ekmek peşinde
Çocuklar görünür bazan düşümde
Atmışın mitili han köşesinde
Besiler mekanı ahırlar gibi..
Şair:Süleyman Özpınar.
ŞiirinHası.23.11.2021.
Dayanamıyorum seyrine
Daha çokmu o günlere?
Aha şurda ne kaldıki.
Aslında iple çekiyoruz işte..
Canımız sağ olarak görsek o günleri.
Yeşersin herk edilmiş tarlalarda ,
Görelim yemlikleri.
Kengerleri,
Açılıp gidelim çala doğru
Yıllar yılları kovaladı ardı ardına.
Daldık geçim derdine,varamadık farkına.
Göremedik ne olup ne bittiğini
Vay be Kaya larda öten keklikleri.
Sırtında heybe ile giden eşşekleri.
Yufka ekmek arasına dürülen çökelikleri.
Herşeyi bize özlettin gurbet
Bu nasıl oldu her tarafa serpildik.
Bu nasıl bir çileye girdik?
Üç gün boyunca gurbet sıla ile buluştu.
Bir vesile,dost dost ile buluştu.
Kırk senelik arkadaşlar birbirine kavuştu..
Önderlik eden ,emeği geçen herkese tşkler.
Geleneksel 8. İstanbul Sivas Günleri son bulmuş..
GÜRÜN Yenikapı'da beş yıdızı haketmiş.
GÜRÜN'den seneler önce kopup gelmiş.
Pişman olursun bu tarihi sakın unutma.
Çağrı,Sayılsın bu Gürün'lü gardaşlarıma
Gürün'lüler 6-7-8 Ekim yine yenikapıda.,
Sivas'lılar günü var şenlik var işte orada.
Hep birlikte Yenikapıda olalım gardaş..!
Gürün'lü gardaşlar istanbul'a gelecek.
Hepsine hoş geldiniz diyelim gülerek.
Onlar bizim misafirimiz başka ne diyek.
Misafir perverliğimizi göstermek gerek.
Yazlarıda bizler ordayız diyelim gardaş..!
Zor çok zor gerçekten zor.
Bunu laf olsun diye söylemiyorum.
Bir bayram gelir gurbette
elini öpecek adam ararsın.
Şöyle boylu boyunca sarılıp,
sırtın sıvazlayacak,dost ararsın.
Ne yazıkki çok zor,bulamazsın.
Sen geniş bir aile isen
işte o zaman biraz daha şanslısın.
Gidip yâre selam söyle.
Gurbet benim mekan olmuş.
Sensiz günler geçmez böyle.
Gurbet yalan makam olmuş.
Hayel kurdum kaçtı uykum.
Rüyada koştum yoruldum.
Kafayı taşlara vurdum.
Gurbet hançer çakan olmuş.
Yıllar yılları kovalarken gençlikte.
Mitili gurbet ile serdim efendim.
O zamanlar bizlere dünya toz pembe.
Bir karışık girdaba girdim efendim.
Üstü üstüne gelen etkin darbeler.
Ne yöne koştuysamda gelip enseler.
Hep yüzüme kapandı açık perdeler.
O sayfadan hepsini sildim efendim.
Gurbet sılayı çok sevenler için zor.
İçten yanar sönmeyen alev ve kor.
Gözler yaşlarla dolu dudaklar mor.
Gurbeti gurbette olanlara sor..!
Gurbeti yurt için yananlara sor
Bir gün güldüm ise yarın ağladım.
Selam olsun size candan dostlarım.
Hep bu gurbet elde gezdim dolaşdım.
Gurbeti gurbette solanlara sor.
Gurbeti gurbette olanlara sor.
Yaz gelip geçti,geldik kış aylarına.
Bakıp durursun Terzi oğlu dağına.
Başlar gayri gurbette kısmet arama.
Tuz basar bu gurbetlik her gün yarama.
Doldu çovalım kilitledim ağzını.
Azığım hazır bağlamışım çıkını.
Taktım dalıma can yoldaşım sazımı.
Yine çıktım zalım gurbetler yoluna...
Ekmek parası için çıktık binbir hayelle.
Senelerimiz geçti esir olduk gurbete.
Öylede goresim geldiki tandır ekmeğe.
Tandıra Hayali patates gömdük gurbette.
Kazanda pişiyor ah bilsen çeşit yemekler.
Nasılda bir kokuyor yokmu,nerde yiyenler?
Anamın yaptığı yumuşak yünden minderler.
Mimderleri rüyamızda gördük gurbette
Köyler hiç özlenmezmi güzel gardaşım?
Orda galdı çocukken, akan göz yaşın.
Nerde yaşarsan yaşa köyün baştacın.
Çeker ordaki yatan tüm ataların.
Evet her yaşanan yer kendi vatanın
Ama çok farklı köyündeki toprağın
Bir iz kaldı çamura basan ayağın
Kokusu var her yerde güzel anamın.
Çok özledim seni vatanım !
Varıp öpsem toprakların.
Alıp geldim yavrularım
Görmek için tüm dostlarım.
Fatih, Dilek el eleydi
Sakın incitmeyin bebeyi
O göremez hiç kimseyi
Unutma anlat tüm anıların.
Aha burda ne hale düştük gelhele.
Gülmelere hasret kaldık gurbette.
Arar bulamazsın melhem der
Nefesine hasret kaldık gurbette.
Avuçla gözeden suyuna kandık.
Elimizde lokma yemeğin bandık
O geçen günleri bir rüya sandık.
Ülkemize hasret kaldık gurbette.
Giderken burun kıvırarak savuştun
Gurbetin havasında koktun kokuştun
Bahar geldi yine öz yurda kavuştun
Dokuz ayın boyunca hasret kalmıştın.
Üç aylık kısa zaman artık burdasın
Bu güzel köşelerde hayat bulasın
Üç ay depola dokuz ayda harcarsın
Bu enerji yetmiyor diye yanarsın.
İnsanı bitiren sensin o zalım.
Ömrümü bedenden çaldın be gurbet
Yakında geriye dönerim sandım
Buralarda garip kaldım be gurbet.
Gurbete gelmesi ne kadar zorsa
Geri dönmeside aynı ayarda
Ben gurbette ama sıla aklımda
Hayaller kurarken yandım be gurbet.
O senin hasretine hergün ,
Keremin aslıya yandığı gibi yandım.
Benim gözümde erişilmez çınarsın
Ta zirvene tırmandım, tırmandım,
Hiç senin zirvene ulaşamadım
Bak şimdi sen sadece resimlerde,
Ve içimde ukde kaldın.
Efkar bastı gurbette,
Kalemi ,kağıdı aldım elime
Çareler aradım,
Eş, dost, kendi derdime
Aklıma geleni,
Döktüm deftere
Çaresiz dertlere,
Kalem ne yapsın?