Kazma kürek önde dursa
Kim ele alır bu asırda?
Yiyecek dolapta koksa
Kim kokalır bu asırda.
Direkte kuru çarığı
Alt dudaktaki yarığı
Ne bilsin topal çalığı
Kimler tanır bu asırda?
İnek görse eşek sanar
Tırmık bulsa saçın tarar
Akıl ermez havadalar
Hava yeter bu asırda.
Göz pınarı nemli nemli
İki binli yıldan beri
Her karışa alın teri
Kimler döker bu asırda?
Sebil çeşmenin suyuna
Bedava petek balına
Ölmüş eşeğin nalına
Herkes çöker bu asırda
Yerde gezer karıncalar
Canlı görsün ödü patlar
Gülüşür köyde uşaklar
Hepsi beter bu asırda.
Bahçe bilmez bostan bilmez
Telefon elinde düşmez
Konuşsana yüzü gülmez
Çeken gider bu asırda.
Kız erkeği seçemezsin
Kısmetlerin açamazsın
Çocuk dahi yapamazsın
Böyle geçer bu asırda
Buna çözüm bulunmalı
Bu yaralar sarılmalı
Gençlik köyün tanımalı
Eken biçer bu asırda.
Özpınar hepsini tanır
İster villa ister ahır
Sürdü Sefa çekti kahır
Sabır ister bu asırda.
Şair: Süleyman ÖZPINAR Şiirin
hası 28,05,2024.
Bizde geçtik aynı yolu
Teşvik değil gerçek konu
Çok görmeyin nolur bunu
Farklıdır gençlik duygusu..
Gençlik hasreti çekene
Al güründen bir reçete
Susuz rakı içenlere
Gelde bir sor ne arzusu
Kızlar hep ağlarlar gelin giderken.
Yeterki Ucunda ölüm olmasın.
Yüz güler baba evine dönerken.
Yeterki kırılmış gönül olmasın.
Uçup gitsin kursun yuvalarını.
Mutlu yaşasın ay ve yıllarını
Hiç unutmazlar bacı gardaşını.
Yeterki kırıcı sözün olmasın..
Süleyman Özpınar.
Kartal idik olduk serçe.
Uçuyoruz gündüz gece.
Çoluk çocuk emredince.
Yürüyoruz ince ince.
Bunlar bizim kaderimiz.
Dayanmıyor yüreğimiz.
Bitti artık direncimiz.
Düşüyoruz günden güne.
Yaş ulaştı seksenlere
Teslim olduk Cahillere.
Hasret kaldık eskilere.
Gülüyoruz bu hallere.
Hiç gelemedik o gençlik yılından.
Gelmeye fırsat yok ah ile vahtan.
Baktım yarım asır gitmiş aradan.
Bizide gurbete attı yaradan..
Çileyi kendimiz seçtik aslında..
Kablunbağa gibi evim sırtıma.
Diyar diyar gezdik gençlik çağında.
Hep yanıp dolaştık Vatan aşkıylan..
Bu millete akıl sır ermez oldu.
Çok büyük işleri başarmış sanki.
Aynada aşgarın göremez oldu.
Modanın peşinden koşarmış sanki.
Eğerki kıllanmak modaysa şimdi.
Sahne fet eder komşunun biri.
Pek zayıf gençliğin halve gidişi.
Ne yapacağını şaşırmış sanki.
Yokmu giyinmenin normal ölçüsü?
Çarşaf peçe oldu bayan örtüsü.
Gençlik,yaşlı,hemde köylüsü.
Hepsi birbirine garışmış sanki..
Şair Süleyman Özpınar.
Şiirin Hası.02.05.2020.
Tok ne bilir aç isanın halinden.
Her söz çıkabilir kemiksiz dilden.
Çıkıp sallıyor her biri bir telden.
Fakirin halini varmıdır bilen...??
Ellerin keyfine diyecek yoktur.
Hasta acı çeker başında doktor
Hayatı parmakla oynatan çoktur..
Garibin derdini vamıdır bilen..
Hiç eşşeğe binipte ço dememişler,
Eyer vurup at binip deh dememişler
Hayatında tarla nedir görmemişler
Tarlaya ekilen buğday dermemişler
Ekmenin kıymetini ne bilsin gençler.
Galıcı ele alsa kılıç zanneder.
Elliği görse gerçek havuç zanneder.
Bele önlük bağlayıp saçmamış bider.
Kim kimseler kalmamış boşalmış köyler.
Ekmeğin kımetini ne bilsin gençler..
Kızlar yarın anneliğin adayı.
Erkeklerse babalığın adayı.
Sizler nasıl saydıysanız atayı.
Evlattan hiç beklemeyin fazlayı..
Bir dönüpte bakarmısın arkana?
Kendin ne ekmişsen kendi tarlana?
Ektiğin biçersin farklı arama.
Evlattan hiç istemeyin fazlayı.
Seni hor kullandığım için özür dilesem.
Allah aşkına bana doğruyu söylermisin
Hataların hepsini yüreğimden dinlesen..
Soruyom acaba tekrar bana dönermisin??
Ah ulan gençlik seni birdaha bula bilsem.
Senin ayaklarına kapanıpta diz çöksem.
Yalvarsam sarılıp boynuna doyası öpsem.
Son bir kere daha sorsam bana gelirmisin ??
Verin benim gençliğimi.
Dedim ama vermediler.
Ne evre'den geçtiğimi.
Sormasınlar dünya değer.
Pişmanmısın asla hayır.
Her yaşın bir aşkı vardır.
Kimi soğuk kimi hardır.
Dardolsakta dünya değer.
Nikahı kıyan zengin yada fakir.
Nikahı hasan kıysın yada Zakir.
Nikahı kıyan memurede olsa farkedermi?
Hadi sende kıy nikahları muhtar emmi.
Nolacak kıybe sana zahmet.
Lan kim kıyarsa kıysın yani.?
Hep beraber sözleşsek.
Gurbetçiler tümü birleşsek.
Gürün'den dolmuşa binsek.
Olmazmı söleyin gardaşlar.?
Göllüceye varınca insek.
O buzgibi sudan içsek.
Sonrasını yaya yürüsek.
Olmazmı söleyin gardaşlar.?
Öyle insanlar varki.
Doğuştan hayatında vardır.
Bu kaderin bir mecburi cilvesi.
İşte onun adı akrabadır.
Bazılarıda varki sonradan hayatına katılır..
Bunada arkadaş denir.
Hakiki dost denir..
Ama kardeştende ötedir.
Tam on çılgın genç işte ordalar.
Bira ile dolu yanımızdaki fıçılar.
Kafa çakır gökte uçuşuyor naralar.
Ne güzeldi be o gençlikteki yıllar..!
Ewt doğru 1973-1974 yaz aylar.
Hepisi tığ gibi yakışıklı delkanlılar.
Şimdi hepsinin bem beyez saçlar.
Arkalarından koşan torun torbalar.
Genç dediğin neye benzer bilinmi?
Bostan sularken gever yaparsın.
O gevere su bağlarsın.
Su deli gibi,çağlayıp gider.
Bir o tumba vurur bir diğerine.
Her çukuru doldurup,
Yumuşak ve alçak bulduğu yerden,
Taşmaya zorlar.
Bizim gençlikte genelde yollar bozuktu.
Olsun,zaten bizimde arabamız yoktu.
Araba alacak kadar parada yoktu.
Ama yollar yürümeye gücümüz çoktu.
Bizim gençlikte çimdiğimiz yer suluktu
Zaten evlerde akan çeşmemizde yoktu
Aslında evlerde çeşmeye gerek yoktu
Mahallede çeşme musluğu yok oluktu.
İnsana evi kadar huzur veren,
Rahatlatan ve mutlu eden
Varmı acaba başka böyle bir mekan?
Gerçekten harika.
Diyeceksinki en hoş tarafını anlatsana.
En başta bir kere
Açık büfe.
Kafaya takacaksan bu dünyada sorunu.
Evi bulamazsın kaybedersin yolunu.
Her soruna hele bir şöyle salla kolunu.
Mevlam büyüktür darda goymaz gulunu.
Yalan dünyaya geldinki yaşamak için.
Noldu bu kadar hayatta kahrolmak niçin?
Hayatın tadını al ama,haramdan kaçın !
Allahım büyüktün çözer,bütün sorunu..
Oğlum sınav nasıl geçti?
Sen girdinya içeri
Benim gözlerim hep o kapıdaydı
Hep bekledim seni.
Ne sordular kolaymıydı?
En baba soruları neydi?
Yetenekti baba yetenekti
Yalan dünya sanmayın cani
Ele geçmez bir ânı dahi .
İyi bilin bu dünya fani.
Alıpta gider bir gün âni...!
O tren kaçtı artık son hızla gider
Daha çocuksun gençliğin heder
Dönüp ardına bakmadan ömürler biter
.Geride sadece temiz adın kalsada yeter.
İşimizdi düz duvarlara tırmanmak
Ana babadan çok dayaklar yedik
Az gelirdi bir güzele bağlanmak
Daldan dala uçan kuşa benzerdik.
Hem deli hemde deli kanlıyken
Dünyayı hep toz pembe sanarken
Kendi kazancımız midemize inmezken
Dalga dalga coşan suya benzerdik.
Bir hevestir sardı yeni gençliği.
Sanki bitti eski nesil erkeği.
Bakıyorum etrafa hepsi küpeli
Saçlar buket bağlı kalça sitreçli.
Arkadan bakma o kesin yanıltır
Geç önden bak bir kucakta sakaldır
Nerden geldi bu nasıl bir modadır?
Saygı duyarımda, fazla değilmi?
Yoksa seni adaletmi terketti?
Tahta masalarda bırakıp ğitti
Cıgaranla sen baş başa kal hadi
Var aramızda kara bulut dedi?
Pekiya o zaman senin derdinne?
Bu kızgın bakış o hırçın öfkenne
Ali şu gerçeği bana dehele
Benden sana yoktur hiç umut dedi?
Yıllarca taşıdım onu dudakda.
Bir gün olsun ayırmadım yanımda.
Sanki benle nikahlanmış cıgara.
Bıraksam birlik olacak yatakta..
Meğer pusu kurmuş bana aklınca.
Şutladım onun fikrine bakınca.
Ama tabi bünyede kalan hasarla.
Şükrolsun dedik artık bu kadara..
Her insanın bir hikayesi bir geçmişi var.
Hayat ırmağı hiç bir dakika durmaz
Hep kıyıları yalar, çağlar kimi köşeleride yıkar
İnsanlarda işte orda yol alırlar
Bazan o yol sanki meçule doğru kayar
Akşam mehtabını ufukta seyre dalmıştım
Yanda gevezelik başladı susarlar sandım
Susunda birazcık motorunuz soğusun dedim
Bizim motor suyla çalışıyo yanmaz dediler.
Buda bir lafmıki? hele bak lafın bilmezler.
Çoraba alışmıştık artık, donu giymezler.
Birdaha konuşmamıza fırsat vermezler.
Bu araba gider artık durmaz dediler.
Tam deli çağlarımda.
Çıktı karşıma
Ben henüz 17 yaşında
O dahada çıtır 16 sında
Bayılırdım alıcı bakışlarına
Arada göz kırpışlarına
İşte o yavru ceylana
Allahına kadar aşıktım Allahına !!
Sanki bir avcı gibiydim arkasında.
Bu şansa bilmem normal denirmi?
Şansmıdır desem yosa kısmetmi?
Kızmı çapkın yoksa garip eşekmi?
Ayaklarda bağlanmış tecavuz sanki.
Azmış galiba durum öyle sanırsın.
Şu dünyanın hal ehvaline şaşarsın.
Kız sen herhalde çoktan beri bekarsın?
Sana koca bulmakta çok ucuz sanki?
Arkadaşlık bir sırdır
O sır nedir bilinmez?
Yüreklerde saklıdır
Anahtarı verilmez. !!
Bir kez görür ısınırsın
Benden parça sanırsın
Bazısından kaçarsın.
İtici güç birleşmez.
Vucudumda kıymet değeri
Sana tahsis olmuş yerdi
Kot pantolonda arka cebi
Her eşyamın değerlisi
Yarım asır seninleydi
Benim çilekeş cüzdanım !
Sen ne şekersin öyle?
Senin adın ne?
Hadi bakiim söle?
Diyerek gelen seslere,
Güvenmee !!!
Uzaklaşş !!
Yaklaşma böyle ,
Tatlı dillere.
Yanlışlarla gitsen mekke medine
Seni şeytan diye taşlarlar oğul
Beraber çıksan akşam yemeğe
Seni guzu diye haşlarlar oğul..
Ganı para etmez insanlara
Altın değeri verdiysen ona
Peşine düşüp çıktıysan yola
Seni miras gibi harcarlar oğul..
Yaz gelince yaylalara çıkardık.
Koyun kuzu birbirine katardık.
Aba alıp taş üstünde yatardık.
Sabahları zımba gibi kalkardık.
Şimdikiler kuş tüğünde yatsalar.
Sabahları sarhoş gibi kalkarlar.
Etrafına birde caka satarlar.
Bişeyler eksik ama anlamadık.
Ahırlarda toplanır,
Uzun eşek oynardık.
Yorulurduk, terlerdik
AIrmak göleklerine kadar koşardık
Bizden evel girmiş yüzenler varsa,
Elbiselerin saklardık
Çıkar ağlardı çocuklar
Dayanamaz geri verirdik
Dalardık serin sulara
Çıkıyo evinden okula diye
Atıyo kendini evden cafeye
Başı bi omuzda elde nargile
Bu ortamdan gel hayır bekle.
Akıllı telefon bi karış çocuk
Kulakta müzik kafada gözlük
Çetleşiyo kızla gece ve günlük
Dünyadan bi haber çalıyo yekte...